3 Ekim 2009 Cumartesi

sevdiğin..

ünlü bi büyüğümüz demiş ki..

neyi seviyorsan osun.. ben de laf soktum hatta bu vesile ile.. birilerine.. söyleyenin son zamanlarda sevdiği şeyden dolayı..

da..

kendimi düşündüm sonra..neyim ben..

tamam benzersizim biliyorum.. da..neyim..

bir ünlü büyük de..

yaşamda ne olduğun değil.. neye dönüşmek istediğindir önemli olan demiş..

üstelik bunun sözünün arkasında durmama gibi özelliği de yok..zaten söz değişkenlik içerdiğinden.. ters düşecek bi davranış da yok..

ama sonuçta uğraşacaksak kendimizle.. bir hedef olmalı değil mi.. değişip dönüşmek istediğin bi hedef.. belirli bazı özellikler..

ben neyim ya da nelere dönüşesim var.. dediğimde..

komik bi figür çıkıyor ortaya atalet söz konusu olduğunda..daha fenası ataletin arkasındaki kadın söz konusu olduğunda da..

ben uzun dalgalı saçlı sürmeli gözlü boğuk sesli bir rak şarkıcısıyım örneğin..

hem de mor saten sabahlıklı otrüşlü terlikli.. bir buduar kadını..

bir incecik porselen fincanda mis kokulu sıcacık kahve ve yanında avuç sıcaklığında.. altın rengi konyakım ben..

karton bardakta devasa günün kahvesiyle.. deniz kenarı kokusu ve martı çığlığı.. o da ben..

kaportacıda sabahın köründe içilen ince belli bardakta tavşan kanı çay.. tombul kalın fincanda paşa çayı..

kırmızı kadife koltuklu konser salonuyum.. duvarları tavanları kabartmalı altın varaklı.. hatta mümkünse locasıyım.. kırmızı kadife perdelerin arasındayım.. uzağım güruhtan..

minimalist bir sergi salonuyum.. cam ve metal..

beden bedene yürünen kalabalığım.. beyoğluyum tam olarak bir cuma akşamında..

karanlık bi barım.. ya da.. mor duvarlı yatak odası .. bir meyhane  neon ışıklı olabilir.. bir köy eviyim.. toprak tabanlı..kilimli.. kapısı bi adım aşağıdaki odaya açılan..

yırtık .. harap.. ciltli .. yaprakları nem kokan.. sayfaları eprimiş bir kitabım ben..arasında hiç bir gizli hazine olmyan..

cep kitabı da olabilirim mesela.. üzerine hunharca notlar yazılmış.. yaprakları kıvrılmış..

bi dizi özel not defteriyim.. her biri ayrı nedenle tutulan.. özenle yazılmış…

ayrıca ufacık kağıtlar destesiyim.. kenarı köşesi yırtık.. üzerinde günün içkisinin lekesi bulunan… kimin olduğu bilinmeyen telefon numaraları.. okunmayan yapılacaklar.. hiç alınmamış alışveriş listeleri.. hiç bakılmamış web sayfaları ..kargacık burgacık not edilmiş.. kimisi okunamayan..

sabırlı bir dinleyiciyim ben.. karşımdakinin arzusunca dinleyen anlatan.. gevezenin önde gideniyim aynı zamanda.. uyarılmadan susmak bilmeyen..

ani kararların uygulayıcısıyım ben ve sözüne güvenilmez bir yol arkadaşı.. yıllarca planlanıp yapılmayan yolculuklarım da..

daha böyle sürer gider.. sevdiklerimin çeşidi beni de şaşırtır.. saçaklı kaos..

zıtlıkları yorar..

ama olmaz ki..

bu kadar sevgi açı olunmaz ki……..

yaşamak bu kadar sevilmez ki……..

10 yorum :

Gergin dedi ki...

Ona "sevgi açı " denmez.
"Arsızı" denir.

Açlık,beslenmemişlik halidir.
Yoksunluktur.

Senin ise yaşamının herhangi bir
döneminde bile "açlık" durumuyla
karşı karşıya kaldığına ihtimal
dahi vermiyorum.
Yani,"tok"sun

E o zaman?
:)))

Sevgi Gibi dedi ki...

Rakı şişesinde balığım ben de, fırt fırt yüzüyorum daracık alanda.
Duygularım kendilerine birer yaşam alanı bulmasın diye. Hoş bulurlarsa da dünya tarihi değişmez ama, bulmasın işte, kafa dumanlı olmayınca daha da bir çekilmez olur belki de o "güzelim" hayat.
korku değil bilinçli tercih, iyi mi ediyorum bilmem. ama ediyorum işte. sapmalarla birlikte elbet. o kadar da olur dimi :)

Adsız dedi ki...

gergin sonunda arsız da dedin ya bana.. =)

ayrıca bolluk da yoksunluk kadar çaresiz edebilir kişiyi ama konumuz bu değil..
=)
seviyorum evet var olmayı ve var olanlardan keyif toplamayı..
=D..
daha ne olsun..

***********

sevgi..
çekilmezleştiriliyor hayat.. bizim de onay ve iznimizle..

oysa fırt fırt dar alanda kısa paslaşacağına..
geniş geniş paslar atılabilir.. ama dediğin gibi.. tercih.. tercihtir..
gerçi bir büyüğüme göre.. kader.. tercih etmediklerimizdir.. =)
***********
atalet

Gergin dedi ki...

Alıngan Atalet'i
sevdiğimi söylemiş miydim?
:)))

Adsız dedi ki...

gergin..
bilmem..
söylemiş miydin ?? söylesen hatırlardım sanırım..ama ben
pek az alınganlık yaparım ya.. ondan olabilir.. unutmuş olmam.. hani uzun zaman geçmiş olabilir.. diyerek..
bi de evet ama sen de haklısın...en çekici halim.. alıngan halimdir..=P

bi de..
sevgi açı ya da arsızıyım ya..
"sevildiğimi" ne kadar duysam bıkmam.. sanılmasın..

bıkmasına ben bıkmam da..
kimseyi bıktırmam canım..
hatta ne kadar seyrek söylenirse o kadar iyidir.. diye düşünürüm..
en azından sevildiğini..duymak için.. uğraşır insan..
ne de olsa.. amaca varan yol heyecanlıdır..=D

atalet..

verocka dedi ki...

.)

okurken aklıma iki şey geldi

biri ,şu bizim hasan hüseyin in meşur koçerosu...

ama asıl zihminde canlanan ve belli belirsiz hatırladığım zabata olayı.

vakti zamanında E.Zapatay la baş edemeyeceğini anlayan hükümet.

zabatayı karalamak için homoseksiel dir o diye bir söylenti çıkarır.

ve zapata kim olduğunu anlatmak için detaylarını şimdi hatırlayamadığım bir metin kaleme alır.(notlarıma bakarsam bularım sanırım)

sorunun başka bir boyutuda civan haconun bir metninde de önüe çıkmıştı.

gerci onda" kim" yerine "kimiz" diye dursada( allam ne kadar toplumsalcıyım. diren istanbulculara mı katılsam. ayakkabılarıma kıyabilirim nasılsa konvers değil) öznelleştirilebilirde soru.

kimiz soruya cevap vermeyeceğim .

ama tehlike görüyorum üsteki cümlelerin birinde "yaşamda ne olduğun değil.. neye dönüşmek istediğindir önemli olan "


he yaşam zıtlıkların birliğidir demeden de geçmeyeceğim

şu sevgi şeysine hiç girmeyeceğim.

seninki saçaklı kaos benim ki düze mantık baş ucu kibaı

kağıta gelince gecer eline geçer

laleninbahcesi dedi ki...

işte yaşamak bu kadar sevilir ataletim.
beden bedene yürünen kalabalığım.. beyoğluyum tam olarak bir cuma akşamında.. İşte tam da öyle bir akşam da omuzlarımız birbirine değecek:))

üçtemmuz dedi ki...

ukalalık addetmezsen eğer şunu söylemek isterim. kendini tam anlamıyla açtığında şahane yazıyorsun.

.. dedi ki...

iki şey geldi aklıma yazının başında.
biri mevlana'nın sözü:
"neyi arıyorsan o'sun sen. aşkın peşindeysen aşıksın, zulmün peşindeysen zalim."
bi de Bernard Shaw:
"hayat kendini bulmak değil, yaratmakla ilgilidir."
bana gelince:
henüz ne bulabildim ne yaratabildim kendimi.
bi zaman demiştim ki asker postalına da, fransız danteline de eşit mesefade duruyorum, ve o mesafe çok yakınımda.
seni bu çeşitliliğin yüzünden mi bu kadar seviyorum bilmem ama, bi şekilde seviyorum işte.
hem sımsıkı sarılıyorum pazartesi pazartesi 8)
hem öpüyorum teklifsiz 8)

sedencik dedi ki...

tabiki kahve ve konyaksın :)
karşılıklı sevgiler...
ama az...
ama çok ...
ortak paydayı barındırmalı di mi ama :))

işin aslı canımcım...
bu çeşitlemelerin gibi...
su gibi...
net ve sağlam yaşam sevgisi o enerjiye destek ve ortak olmayı en önemlisi saygı duyulmayı hakeder...
bundan böyle sevginin yanına saygıyıda ekleyim mi bitirişe :)
ben yinede...
saygımı yüreğimde ...
sevgimi genelde paylaşayım:)
sevgiyle...

Follow my blog with Bloglovin