28 Şubat 2009 Cumartesi
..
konu mankeni ve her yere yakışan kadınım ben ya..
statü belirleyici..
taşındım işte bir arkadaş toplantısına..
çuval bezinden şarap kılıfının üzerine..
bir kat keten..
bir kat işlemeli ipek..
onun üzerine de bir kat dik kırmızı dantel..
sprey mauntla yapıştırdım..
bu kadar özensiz olabilirdi ancak..
içine de bir özel kav..
orman yollarından gittik..
bedenim gitti elbet..
oyuna katılmam için..
elime şarap..
tutuşturuldu..
sonu ..oşla biten sıfatlarla çağırıldım ama..
kuçu denince dönmüyor ruh....
uzun zamandır yeni bişi duymamıştım....
gerçi..
arkadaşlarından birinin..
lise sonda fransız okulunda kızları..
18likle aynı okulda..
fransızcadan da fransızlardan da nefret ediyormuş..
ne okumak istiyor dedim..
ilerde..
önoloji dediler.. anne baba..
ıhhhh dedim içimden..
ama hmmm dedim.. bilmiş bilmiş..
neyse ki masada anlamayanlar vardı da..
şarap bilimi.. diye açıkladılar..
onu da gidip fransada mı okuyacak dedim.. =D..
yok dediler..
güney afrika..??
ııh ..italya..
hatta sonra da besin mühendisliği okurum diyor dediler..
eh siz şimdiden bağ arazisi almaya toprağı işlemeye başlayın dedim..=)
amannn .. zorlamamak lazım dediler..
*****
ruhum nerde benim..
bedenim burdayken..
hayır ben bulamazken.. başkasına nasıl hayrı olcak..
erişkini kocaman iittiiir etsen de ergenler.. nolcak..
bi sürü sözcük var beynimde..
bence.. bitmemiş bir konuşma..
hayır uzatıp dırdır etmek için değil elbet..
hiç sevmem..
gitme erki elinden alınan kişiler..
hıı deyip ohh deyip durmaz ki..
düşmüşse o kafaya bi kere..
devam eder..
di mi..
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
9 yorum :
50'sinden sonra herşeyi bırakıp
bağ,bahçeyle uğraşan,
şarap imal edip,organik tarım yapan ,yemekle uğraşan bi dolu insan var...
çocuklar istemiş çok değil,
gelecek bu mesleklerde artık.
klasik meslekler tarihe karışıyor gibi...
yani kafasına koyan,ne istediğini bilenlere diyecek söz yok ataletim...
devam eder tabi...hatta söylenmişi var:"dervişin fikri ne ise..." ilk biz yaşamıyoruz ki yaşadığımız hiç bir şeyi...
zaten de bitene kadar devam etsin. yani içindeki bitene kadar.
(Ha haaa...tam bu noktada yine kafiyeli yazdığımı farkedip, cümleleri değiştirdim. Ben gidiyorum atalet anlayacağın, gelmek ister misin?)
Seni bi temiz istiklal paklar bana kalırsa :)
iki kızımında secre defterleri var, belli bir yaştan sonra kendilerine bıraktığım. Geçtiğimiz yıllarda karıştırıyorum baktım ikisi de öğretmenlik yazmış istedikleri mesleğe.
bazen bi yerde durup bakarım kendime şimdi ne işim var burada derim, konuşulanlar anlamamya başlarım acaba bu bir hastalıkmı diye düşünürüm. Hadi gittim ben sen de çık biraz havalan
doktorum
(ilk defa civanım demedim hüzne uygun olarak)
ruh ve beden hiçbir zaman aynı yerde olmuyor maalesef
(hadi düşünce demeyeyim de ruh diyeyim :) )
ruh her zaman daha özgür
hep bir adım önde
ama acıyla
ama neşeyle
beden hep gerisinde ağır aksak
ve aslolan ruh bu hayatta;
bedeni deviren,bedeni ayakta tutan
bir de ikisini aynı yerde yakalasak... :(
gitme erki elinden alınmış biri olarak...Bu konu çok içimi acıtıyor bugünlerde. O yüzden ne desem boş. Alper'e katılıyorum.
Çoğu zaman ruhlarımızın yanlış bedenlerde olduğunu düşünürüm ben de..Ayrıca ruhların yaşı yoktur...
O yüzden sen de paradokslar yaşıyorsun. Ruhun özgür kalabilseydi keşke...İyi pazarlar Ataletim...
ben bunu biliorum
ruh başka
beden başka
ben çok ii bilirim bunu
sen yine konuya eşlik bile etmişsin
kendini çok geliştirmişsin bunu=)
İşte ben de bu aralar ruhumla bedenimi bir arada tutamıyorum..aralarında şiddetli geçimsizlik var,
Gitme erki elimde mi bilmem de gidecek yer bulma galiba daha önce çözülmesi gereken bir sorun galiba..
Ataletim en bolundan sevgilerimi bırakıyorum sana...
Ellerinle yaptığın özel hediyeyi götürmeyi düşündüğüne göre, ruhun bedeninden çok uzakta değilmiş be Atalet'im.
Geç kaldım öpmeye ama idare edersin biliyorum.
Yorum Gönder