4 Şubat 2009 Çarşamba

..


uzun yazı..okuyamam diyene..
1-ayrıntılar birikip saklanırlar kenara köşeye..
sıkıldıkça ararsın yeni birini unutursun sıkıntını..
büyütürsen ayrıntıyı koca bir ana konu olur…
2-mor benim
*********

depresyon belirtileri.. surat asma isteği..
huysuzlanma arzusu..
pasif agresiflik?
olur..
nedeni çok..
büyükten küçüğe..
çevre/ekoloji.. dünya/soykırımlar savaşlar iç savaşlar..ülke.. /iç dış politika..madde/ekonomi..
zaten yeterli..

hele biraz gönül gözün açıksa.. dışardan gelen her türlü kötücül dürtüye açık oluyorsun..
bir dostum demişti..duyarlı insanlar için kötü bir zamanda yaşıyoruz diye..
korunamıyoruz ..
bir şekilde haberimiz oluyor..
ağır geliyor bünyeye.... çok yıpranıyoruz..
daha özel hayat var.. eş dost sevgili koca.. kaim anne.. çocuk..=p
demem o ki..
yukardaki duygu durum .. doğal sonuç..
ama çekilir şey değil..
kurtulmak için.. ya aşık olacaksın..
bööle bin çukulata düzeyinde serotonin ile fentolaminle..
yarı uçar yarı kaçar yaşayacaksın..
ya da.. oyalanacaksın.. bir şekilde..

dün zıplarken ordan oraya ..
gözüme takılanlar..
mor..
depresiflerin seçtiği renktir derler..psikologlar.. ergen rengiymiş.. ve erişkinler için pek seçilen renk değilmiş.. bakmayın son zamanlardaki mor patlamasına.. o geçer.. geçecek.. modada akım oldu ya.. göre göre etkileniyor insankızı =).. yoksa mor benim rengim..



mor deyip geçmemeli..mor/pörpl/la mor/vayolet/ karıştırmalı..
indigo var.. ki mavinin en son perdesi.. ve renk skalasında yer alıyor..
macenta var.. pembelik bordoluk hakim..krimsın var..
scarlet/kızıl/ var..

insan denize dönmüş yüzünü.. uygarlıklar kurarken..
birçok şeyini denizden elde ettiği gibi.. moru da denizden bulmuş..

mor bitkisel boyası bulunmayan bir renk..
antik zamanlarda akdenizde yaşayan bir kabuklu.. deniz sümsümünden elde ediliyor.. müreksten..

kabuklu ailenin farklı bireylerinden farklı tonlar elde ediliyor.. gölgede kurutursan başka.. güneşte başka..

öyle her dilediğin zamanda değil.. üreme zamanında toplanırmış.. bu kabuklular..
yani mart ve haziran aylarında.. ve dolunay zamanında geceleri..
garipler büyük sayılarda toplanırlarmış..
kabuk toplayıcılar da.. özel yuvarlak hasır sepetleriyle gelirlermiş avlanmaya..
kuzey afrika.. güney avrupa..
ve orta doğunun deniz kenarı antik yerleşim alanları yakınlarında..
şimdi bazıları doğal tepecikler sanılan..
ama aslında bu boya atölyelerinden geriye kalan..
devasa kabuk yığınları var..
en eskisi isadanönce 1900 yıllarına dayanıyor..
giritte.. minoa yerleşim merkezlerinde..
adı phoenicia.. mor ülkesi anlamında..
phoenix .. nerden tanıdık geliyo..
mor/mavi tüylü efsanevi anka kuşu...=9
heraklese borçluyuz rengi ..daha doğrusu köpeğine..
o kim demeyin herkülün yunancadaki adı..romalılar herkül demiş..
lübnanda.. sur şehrinde / phoenicia'da Thyrea şehrinde o.d.b/ bildiğin fenikeliler işte..

herkül..
sahilde gezerken.. köpeği kıyıya vurmuş sümsümlerden yemiş..
ağzı mora boyanmış..
o da bu boyayla bir giysi boyamış..
kral phoenixe vermiş..
işte ööle başlamış mor boya itibarı..
bu renkte boyayı salgılayan bez..
sümsümün.. barsağına yakın bi yerde..ve bütün olarak çıkarılması gerekiyor..
bu nedenle kabuk dikkatle kırılıyor..
hayvanı ezmeden..
boyalı salgı bezleri.. devasa toprak küplere basılırmış..
deniz tuzu eklenerek.. sonra üç gün bekletilirmiş..
sonra.. yarısı kadar tatlı su katılırmış..
sonra hafif ateşte on gün tıkırdatılırmış..
sürekli ısı kontrolü için..
ocakta bir ateş yakılır..yatay döşenmiş künklerle bu ocaktan çıkan ısı..
içi kiremit döşeli bir çukura aktarılır..
işte bizim salgı bezi ve su karışımı.. bu çukurun içine oturtulurmuş.. kurşun kazanlarla..
bir yandan kaynarken bir yandan süzülürmüş..
tamamen sıvı hale gelene kadar..
bu mora thyria moru denirmiş. .isadanönce binaltıyüzlerden kalma bu isim..
onikibin kabukludan birbuçuk gram saf boya çıkarmış..

bir de..
kabuklunun karnına basılıp sağılarak..
elde ediliyormuş bu boya..ama çok zahmetli imiş..

bu kadar zor elde edilen bu renk elbet çok pahalı imiş...
mor elbisenin ağırlığı kadar altına satıldığı söyleniyor..
sadece çok zengin ve asiller kullanabilirmiş...
hatta imparator aurelyus karısının bu mordan bi elbise almasına engel olmuş bu nedenle =P
bu nedenle antik romada sadece imparator mor giyermiş.. /cimri değilse/
jupiterin/ zeus o.d.b/ sembolü diye..

mor renk sadede imparatora.. ailesine ve yüksek rütbeli suylara izin verilen bir renkmiş..
mor bulundurmak bile ağır ceza gerektiren bir durummuş..
/ben de bu yasağı koycam sonunda..=P/

bizans imparatorları.. öyle sahip çıkmış ki mora..
imparatorun oğluna.. porfirogennetos denirmiş..
mor odada doğan demek..düşünün..asalette son nokta..
giysi olarak öyle pahalı iken .. mor döşeli odada doğmak..



peruda.. meksikada.. hep asil hep kralla..bağlantılı.. hep dine ait..
gerçi orada.. halen de yapılmakta.. sağma yöntemi..

yanlış anlamadıysam bir çile yünü boyamak için 40.000 hayvanın sağılması gerekiyor.. sonra güneşe bırakılıyor.. güneşin etkisi ile morarıyor ilk sağıldığında kirli sarı olan bu renk..

sormadınız neden hayvanda bööle bi boya var diye..=P..
yumurtalarının üzerine fışkırtıyor.. antimikrobial bi etkisi var..
ne insan ne hayvan koruyamıyor çocuklarını saldırıdan ..

kiliselerde mor..kutsallığı ifade edermiş..
saflık ve güzel ahlakın simgesi olarak isaya adanırmış..
mor.. tövbenin rengi imiş.. hristiyanlıkta..
hindu dininde.. baş şakrasının rengi..
bitkisel olarak elde edilemediği için uzun zaman zenginlere kalmış..
asillere..
sonra likenlerden elde edilmeye başlanmış farklı bir tonda..
fakir insanların moru =P..
isadansonra bindokuzyüzlere kadar.. mor bu yöntemle elde edilmiş..
sonra meksikada bir deniz bitkisinden elde edilmeye başlanmış..indigo mavisi olarak..
maalesef
/burda kabuklular adına sevinmesine rağmen rengin kullanımının artmasına üzülen bi duygu durum var /
sonra kitle halinde üretilebilmeye başlamış.. kimyacılar sayesinde..
imparatoru olmayan ama imparatorsal düşünceye yatkın abedede bu renk.. binyediyüzseksen iki de.. voşingtının mor kalp ödülünü ortaya koyması ile önem kazanmış..

********
aldık minicik bi sözü..
ne öyküler efsaneler çıktı..
bu da size.. faydam olsun..
daha devamı çok..
ama bana yetti ..
sıkıldınız bunaldınız mı..
seç,n bişi..=P
inceleyin derinine..sıkıntıya karşı bildiğim en etkili ikinci yöntem.
*************
dip not.. phoenices..lübnan.. bizim finike ile ilgisi yok..
thyreanın bizim tire ile ilgisi olmadığı gibi..
gerçi bizim finike de Fenikeliler tarafından kurulmuş..
ama gene de.. mor.. lübnandan çıkma..
**********
dip not2.. king crimsın
dip pörpl
morveotesi
mor.. rakta da var.. =P

************
dip not 3..
bu sümsümler bööle asilmiş eskiden şimdilerde..
meclise girmeye
uğraşıyolar..=P

Image Hosted by ImageShack.us

12 yorum :

Adsız dedi ki...

siz demeyin ben derim..
bakınca sayfaya..
o-he..
bu ne..
sıyırmışş kadın...
bu ne...

atalet............................

alpernatif dedi ki...

Aşkolsun
niye sıyırmış diyelim :)

Bu arada kaim anne gözden kaçmadı
ama o benim hayatımda hala yanlış kullanımıyla kaynana :D

bi de
Sümsümler meclisin eski sahipleri
kimse yokken kafayı çıkart
bağrış gelince kabuğuna çekil
şimdikiler öyle değil
kafa dışarıda
bağırsan da çağırsan da

bide
günaydıııııın :)

.. dedi ki...

hani bi yazın vardı.
önceleri beyaz ten moda.
fakir halk tarla tapan çalışırken kararıyor diye, beyaz ten zenginliğin asilliğin simgesiydi.
sonra "çalışma" farbrikalara taşındı. insancıklar gün yüzü göremeyince beyaz kaldı da, zengin ahalinin "bak ben gezip tozuyorum, bronzlaşıyorum" deme biçimi oldu renk.
bunu niye yazdın diyecek olursan,
beyaz tenli insanlara mı, bronzlara mı yakışır mor daha çok diye düşünürken buldum kendimi.
yani eeee?
öyle işte 8)
e hi 8)
öperim hem de.

carpediem dedi ki...

ne uzun bir uğraş,
onca çaba
morseverler iyi düşünsün,
kullanırken bu rengi...
diyecem de başka bi şey demicem...
bir de,
yazık değil mi ?
o sümsüme,
gerçi ilkçağlarda üstüne tuz ekip
moru püskürtsün diye
uğraşmışlığımız da vardı ama...

carpediem dedi ki...

eline sağlık ,
sıyırmış falan da değilsin,
memnunum ben...

geçkalmadımki dedi ki...

Eğer bu sıyırmaysa iyiki sıyırmışsın Ataletim..
Birde bu mor bilgisini ben resim atelyesinde satıpta ne hava yaparım ama :))
Sevgiler...
Atalet Akademisi Öğrencisi..
Funda

kayipsimurg dedi ki...

Mor benim rengim olmadı hiç şimdiye kadar iki adet mor giysim oldu bir kazak, bir bluz. Her gün giydiğim grilerin içine az biraz renk katsın diye. İkisi de yılda bir kez giyilerek dolapta yerini alır. Fakat asaletin, kraliyet ailesinin simgesiyse mecbur edinilecek. Çakma değil harbi aslanız şurda. Kraliyet, hükümdarlık bizim işmiz:)

Adsız dedi ki...

Vay be!
ne zor bir renkmiş, şaşırmadım dersem yalan olur. bu kadar eskilere dayandığını anlamlar yüklendiğini herkülün köpeğini sümsümün ne olduğunu merak ve ilgi içinde okudum. bir renge savdalı olmak o rengi iyi taşımak ve bilgili olmaktan mı geçiyor ne..
:)

sevgiler sana Atalet'im

bi dip notta benden; ilgiyle okudum, uzun yazı muzun yazı severim ben baştan hüküm koyma
bi tane daha dip not: mor senin!

Hera

Adsız dedi ki...

heheheheh senin bi de mor odada doğanlar yazın vardı. Yine kafa patlattırmıştın bize. Sen böle yapmaya devam et, alzheimer olmaktan koruyosun bizi)). Sürekli beynimi çalışmaya zorlayarak.
Yazının giriş bölümünü okuyunca hani seni , duyarlı olanları etkileyen olayları yani, bazen derimki keşke dağ başında çoban olsam, dünyadan bi haber yaşasam. Yaz olunca ince giysem, kışın kalın giyinsem, yarın ne yiyeceğim diye düşünsem ve tüm tasam bu olsa. Mutlu olurmuydum acep??

Adsız dedi ki...

ben de pembe severim..
daha doğrusu severDİM..
senin mor sevdanı görünce,
benimki beğenme, hadi çok zorladın hoşlanma düzeyinde kalıyormuş meğersem :)

ama bilgiler için sağol..
okurken aklıma geldi..
demişsin ya mor hıristiyanlıkta tövbenin rengi,
acaba o yüzden mi bazı cüppeleri ve de cüppelerin üzerine taktıkları bazı şeritleri mor olur?
hadi bakalım ;)

bir de öperim ataletim..

aslında ben terlik, pabuç fırlatılmaya gelmiştim ama..
yemeden kaçayım ;))

kumhavuzu dedi ki...

valla atalet
uzun zamandan beri ilkkez uzun yazılarından birini baştan sona heyecanla okudum
gibi bir itirafta bulunsam..(bu arada itiraf sözcüğü zor geldi aklıma)
benim mortutkum baya önceye dayanıyo neyseki..moda diye değil:P
baya önce dediğim 20 yılı accık geçmiş işte:)
bide o zamanlar deli gibi fuşya manto aramıştım ama bulamamıştım
bak simurgçum demiş..biz çakma makma değil harbi aslanız diye..yakışıırrr:))
bide..
ben aşık olmayı seçtim..uçar kaçar yaşıyorum
bunca olumsuzluklar arasında beni heyecanlandıran bişeylerde çıkıyo ya
katlanılır yapıyo

bide..evet ya ıslak ıslakı nasıl söylerdi..ama bi Devrim vardı geçen hafta..nasıl güzel söylüyor oda anlatamam..herifte bi ciğer var..mest oldum
ben bide öpiim senii
morrrrrrrrrrr:D

Adsız dedi ki...

Çok harikaa bir yazı elinize,kolunuza sağlık, benim rengimde mordur ayrıca mor rengi yay burcunun rengiymiş bir de,gerçekten asil bir renk havalı, mor bir tuvalet ne güzell olur şımşıkır:) her zaman yazın lütfen biz zevkle okuyoruz.

Follow my blog with Bloglovin