son on günde ne oldu.. neler duydum…
* bi sürü mor aldım..
mor tüy şal.. boa denilen şeylerden..
noel süsü olarak satılıyordu ama benim atkım olacak.. siyah bi tane vardı zaten.. ...
*mor dirseğe kadar bir eldiven.. sağ el işaret parmağına mor bi tektaş dikilecek..
yılan derisi bi tane vardı zaten.. alperin önceki dizisi için gönderdiğim resimdeki =)… bu daha kiç bişi olacak =)..
* bir kuş takıntısı geliştirdim..
hatta engel olamadım da bir de yazı yazmıştım sonra eklemedim..
uzundu ve sıkıcıydı..
benim hiç kendi aldığım biblom yok gibi bi saçmalıktı..
evet yok.. anamdan kalan bi sarmal kuğu..
minimalist ve zarif..ve iki civciv bi mama tası..
ile.. halamdan kalan bir ayıcık..
sardım kaldırdım zaten ruhuma uymaz.. anıya saygıdan tutuyodum..
şimdilik emin yerde ama derinde..
ama geçen gün okuduğum..” insanlar aslında sahip oldukları bazı şeylere sadece onun kendilerine hissettirdiklerini hatırlamak.. o sıcaklığı yeniden yaşayabilmek için sadıktır.. bazı şeyler bu yüzden değerlidir..” cümlesinden sonra.. o objelerle aramdaki sıcaklık bitmiş demek dedim.. sanırım epey bi zaman derinde kalabilirler..
ama dergi blog vs bi sürü yerde..bi sürü yuva.. kafes.. kuş dekoru ve süsü ve vinyeti görmekten..
beynime bişiler oldu olsa gerek.. ille de kuş alacağım..
ve bir de yuva bulacağım.. geldi..
yuvayı kafese kuşu yuvanın içine koyacağım..bir iki de yumurtasından.. rafadan değil.. şu dekoratif olanlardan mavi veya benekli minik yumurtalar..
tabi bizim evin arkası stranca ormanları ya.. hemen çıkıp hemen bulup hemen koyuvericem..
bakıyorum aval aval resimlere nette..
taktım..
sonra çekirdek bana bizim hiç de yuva insanı olmadığımızı anlattı..
anında herkesin o yumurtalara gerçek mi sahte mi testi yapacağını..
eninde sonunda kıracaklarını..
eve gelen amca ve eniştelerin.. niye yaptın ki bööle bişey deyip beni deli edeceklerini.. anlattı.. da.. sonunda.. “ deli misin kendine eziyet olsun diye dekor tasarlıyosun.. “ dedi de..
rahatladım..
ve oturdum..
bekledim geçti..
mörfi bilir zaten.. gereksiz bi duygu gelince.. çalışmak isteği gibi.. hemen otur ve bekle..kesin geçer der ya..
işte öyle geçti..
az kahve konyak ve şarabın da yardımı olmadı değil….
ama..
geçenlerde bi ctesi..
beyoğlu dedim ya.. çok güzeldi.. ben o gün mor.. kristal bi kuş buldum..
tam avucumun içi kadar..
almasam olmazdı..
üstelik hafif şaşı.. ama ben kısık kirpiklerimin arasından baktım.. aynı anda iki gözü görünmüyo zaten.. diye teselli ettim kendimi..
aramazken buldum.. mor kuşu.. bi de kusur bulamam ona..
iki prensibim vardır..
çok istediğim ama o anda bir engel nedeniyle alamadığım şeyler için.. git işini gör geri gel.. ordaysa seni bekliyosa.. al.. kalmadıysa.. eh.. o aman kısmet değilmiş..
dikkat kısmet değilmişi bu konu dışında asla kullanmam.. =P
niyet olmadan kısmet olmazı daha bi kendime yakın bulurum =)..
sonraa.. ikinci prensip de.. aşık olduysan gereksiz de olsa al.. dır..
işte kuşla öyle olduk.. bakıştık.. anlaştık ve benim oldu..
sardırmadım.. avucumda gezdirdim… avcumda mı denir yoksa bilemedim şimdi..
beyoğlu turunu ve diğer morlara aşık olma işini beraber yaptık..
şimdi kuşu..
şu eski yazdığım yazıda bahsettiğim.. cam fanus takıntısı ile arayıp bulamayıp..
aslında bir limon fanusu olan bu minicik şeyi alıp gelmemle ve evde altına göre hiç bişey bulamayıp.. bir mini mor çanak hapsetmemle sonlanan serüvendeki..
fanusun altına yerleştirdim..
öylesine..
bayram kaçamağımda bulduğumuz yere düşmüş yuvam da var.. yabancı ülkelerin şehir dışlarında yaşayan kadınların arka kapılarından çıkıp da buluverdikleri yuvalara inat..
yuvayı kafese koydum.. kuşu da içine..
iyi bakın.. resme..
dibinde kırmızıcık gagası.. ve karacık gözü gürünüyo..
sevmedim..
ordan aldım.. fanusun altına koydum..
her şekilde içimdeki duygu değişmedi..
olması gereken evcimenlik sembolu bende oluşmadı..
onun yerine..
şöyle bir silsile oldu.. beynimde..
dişi erkeği kafesler…
ve dişi kuşa dönüşür ve yapar yuvayı.. sırası değişken olabilir..önce yuva sonra kafesleme işi.. gibi.. ama bi de..
kuşu altın kafese koymuşlar da ah vatanım demişler .. di mi..
ayh hayır baba evi hasreti değil ya..
peki ya prever onu es geçebilir miyiz..
kafesteki kuş şarkı söylemiyorsa resim iyi olmamıştır
diyen..
sonra da durup..
kafeste tek bir kuş dahi olsa özgürlük kan ağlar diye yumurtlayan..
hoyyy anlatamam ki aradaki bağlantıları..
aldım kuşu çalışma masasının üzerine açığa koydum..
ben biliyodum bu işin bana iyi gelmeyeceğini de..
ondan o sildiğim yazının sonunda..
biri beni durdursunnn demiştim..
ama ne biliim o yazıda sıraladığım isteklerimin bir hafta sonra gerçek olup
üstelik bunun da beni hiç rahatlatmayacağını..
neyse.. yılbaşında bi hoşluk düşünürüz..
belki saat koleksiyonunu kapatırız kafese.. zamanı tuzaklamak için..
yuvayı dışarı çıkarırız.. boş bırkabiliriz
bi de boş yuva sendromu var..
hay ben bu sendroma tutulanların aklını seveyim..
fanusun da boş kalmasın altına da bir kalp kaparız belki kimbilir..
zaten… sen yoksun … nırınım.yok ööle değil..
sürmelim gibi söyleyebileniniz var mıdır.. aşağıdakini..
Rakı olmasın
Şarap olmasın
Madem sen yoksun kafam olmasın
Gündüz olmasın
Gece olmasın
Madem sen yoksun günler akmasın
Sensiz nasılım bak bana
Gel de bir çorba yap bana
Madem öldürdün
Akbaba olmasın
sensiz nasılsım bak bana
gel de bi çorba yap bana
madem öldürdün
Akbaba olmasın
N'olur olmasın
* bi de gereksiz bişi daha öğrendim.. mor da değil..
betty boop ölmüş.. en ünlü pinap kız..
o kadar ünlüymüş ki.. onun gibi giyinip resim çektirenler var hala..
ama ben pinapa takıldım..
takvim.. posta kartı olarak.. basılan kadın resimlerti.. raptiyelenebilir anlamında..
yarın keyfim olursa.. filmler ve kötü kızlar var aklımda ve okunmak üzere elimde.. =)
ama belki de kısacık bişi olur.. ne biliim…..
************************
şu dişi kuş ve erkeği kafesleme işi büyümeden düzelteyim.. konunun özü bu muydu emin değilim zira..
belki de buydu.. da.. emin değilim işte..
erkek anlatırken hep.. xxin kendisini kafeslediğini hafif ve inceden hissettirir..
kadının avcılığını vurgulamak adına değil..
kendinin av olması önemlidir.. uğruna uğraşılan olması..
dişi kuş yuvayı yapar.. derler gıcık olurum.. sorumluluğu yıkıvermişler..
kadının üstüne.. yuvayı yap.. temiz ve huzurlu tut.. yoksa.. !!! tehditkar yani..
ya yuvanı adam gibi yap..
ya da kuş yuvadan uçar..
hangi kuş..
erkek kuş..
yani budur..
başka bişi değil..
takılmayın..
benim sinir olduklarım.. arası boş kalınca.. iyice bi saçma salak bişi oluyo...
8 yorum :
MOR KUŞ,
bırak sadece kendi olsun...
nev-i şahsına münhasır,
yok kafes,
yok fanus,
yok yuva ,
derken,kafasına huni takacan
mor kuşun...
tek taşlı mor eldiven he ataletim
yakışır...
Dişi kuş kafesliyor ya erkeği yuvaya...ben ona takıldım çok.
Delikanlı kuş halinden memnun değilse ya kendi borusunu öttürür ya da kaçar o kafesten ataletim.
Ben en çok memnun değilmiş gibi görünüp o kafese tapanlara gıcık oluyorum.
Uyyy, çok var bunlardan...
Mor kuşu diycem...Şöyle süslü bir aparata taksan da tavandan sallandırsan...hani uçuyormuş gibi...Ne bileyim, sanki hoş olur...
ayy çok güzel çok beğendim ben.. illa bişiler içinde olmalı mı ? açıkta olsa ne olur ki ? gibi absürd bişi yazsam olabilir mi ?
sevgiler..
herkes mor kuş açıkta olsun demiş.
bunca "kendisi olma" meraklısı kadından oluşan bir grupta başka ne beklenir 8)
o limonluğun içindeki halini ben de sevmedim ataletim. o limonluktan bende var ve içinde yarım limon var da,ondan belki 8)
öpeym 8)
kendinin av olması önemlidir.. uğruna uğraşılan olması..
yazıyorum yazıyorum
sayfalar yazıyorum
iki kelime gelip önüme daha yürümem gereken çok laf olduğunu anlatıyor
ellerine sağlık :D
kafeste..fanusta..içim sıkıldı
en iyisi masanın üstü..
serbest serbest bakınsın işte hayvan
valla içim sıkıldı
zaten camdan
bide kapa onu biyerlere..
olmaaass:)
senin anlatmak istediğin neydi yadakonunun özü neydi bilmiyorum ama benim sölemek istediğim iki çift lafım var birincisi kuşluk bana ait blog aleminde biliyosun dimi :) (güzel anısı vardır )
ikincisi açıkta nasıl görünüyor yada sen almadan önce nasıldı bilmiyorum ama kafesde ve fanusta ayrı ayrı durduğu kesin yani farklı şeyler çağrıştırdı bana farklı kadınların yaşam tarzları gibi .. hani sende kadınsındır doktor olarak evhanımı olarak da kadınsındır ama arada çok büyük fark vardır pek anlatamadım meramımıda böle işte ... :)
Kadeh
sanatının doruğu derken
Notre Dame müzikalinin Esmeraldası olarak sahnede gösterdiğin performans açısından
iyi bir şey dedim yani :)
Yorum Gönder