3 Temmuz 2008 Perşembe

..

taşlar yerine oturdu..
dorislesing sayesinde..
altın defterin başında bir açıklama yazısı var..
bu 1962 basımlı kitabına yeni önsözünü okurken..
durdum..
eleştirmenlerden yola çıkarak..
toplumun gelişim süreci içinde yetiştirilen bireye yönelik gözlemlerini yazmış..
sanatı.. özgünlüğü.. ve..
tek tip insan yetiştirmeyi..

bunlardan bazı cümlelere..

"son zamanların roman kahramanları sanatçılardır..
sanatçı ve tam karşıtı işadamı.. kültürümüzü dengelemiştir..
biri kaba duyarlıktan uzak..
ötekiyse yaratıcı fazlasıyla duyarlı çok acı çeken çok bencil..
ama yaratıcı olduğu için bağışlanması gereken biri gibi gösterilmiştir.."

"yüzyıl öncenin kahramanları genellikle sanatçılar değil askerler imparatorluk kurucuları kaşifler din adamları ve politikacılardır.."

"o zamanlar yalnızca tuhaf ve çatlak tipler sanatçı olmayı isteyebilirlerdi"

"asıl dayanılmaz olan sanatçının inanılmaz ölçide yalıtılmış ve kendini beğenmiş olmasıydı"

"GENÇLER BUNUN FARKINA VARMIŞ.. VE YÜZLERCE BİNLERCE İNSANIN FİLM ÇEKTİĞİ..ÇEKİMLERE YARDIM ETTİĞİ..
GAZETELER ÇIKARDIĞI..MÜZİK YAPTIĞI..RESİM ÇİZDİĞİ..KİTAP YAZDIĞI.. FOTOĞRAF ÇEKTİĞİ.. KENDİLERİNE ÖZGÜN BİR KÜLTÜR YARATARAK BU DURUMU DEĞİŞTİRMİŞLER..
ONLAR BU YARATICI YALITILMIŞ TİPİ YÜZLERCE BİN KİŞİ İÇİN DE ÇOĞALTARAK YOK ETMİŞLER..
VE SANATÇI TİPİ BAŞKA BİR DÜZEYE ULAŞMIŞ..
ÖZNELLİĞE..
ROMA YANARKEN APTALCA KİŞİSEL SORUNLARLA İLGİLENDİĞİ ŞEKLİNDE ELEŞTİRİLEN SANATÇILAR BUNLAR.."

"başta öğretilenlerden biri de.. bireyin kendi yargılarına güvenmemesi gerektiğidir..
çocuklara otoriteye boyun eğmeyi.. başka insanların fikirlerini ve kararlarını öğrenmeyi..

alıntı yapmayı .. razı olmayı öğretiyorlar"


"çocuk .. çağının tutum ve dogmalarının kölesidir.. bunu sorgulayamaz bile..çünkü var oldukları kendisine söylenmemiştir.."


"genç insan fen ile sosyal bilimler arasında seçim yapması gerekirken.. çünkü hala seçim yapmamız gerekiyor..
bunlardan sosyal olanı seçer.. çünkü bu alanda insanlık özgürlük ve seçim olduğunu sanır"

"aslında seçimin kültürün özünde köklenmiş hatalı bir bölünme olduğundan haberi bile yoktur"

"bunu hissedip daha fazla kalıba sokulmak istemeyenler.. içgüdüsel olarak ayrılıp giderler.. bütün kurumlardan ayrılıp giden insanları farketmeyiz.."

"yıllarca böyle bir eğitim sürecinden geçen çocuklar eleştirmen olurlar.. sanatçının beklediği o özgün yorumu asla yapamazlar.. yaptıkları şey..
eserin ve sanatçının zamanın genel geçer duygu ve düşüncelerine uyup uymadığıdır.."

"en iyisi bütün çocuklara şunu söylemektir..
ne yazık ki beyin yıkama dışında bir eğitim süreci geliştiremedik..
ötekilerden daha güçlü olup bireyselliğe önem verenler.. kendini eğitmenin yollarını aramalı.."
cümlelerine takıldım..


böyle sürüp gidiyor..
özgün kişinin tanımı..
ve eğitim sistemi..
bizim buduar sakinleri döner dönmez..
onlara da okutmak niyetindeyim ..

bir arkadaşım benim aşık olup vazgeçemediğim adamla ilgili olarak kullanmıştı ..
şöyle bir cümleyi..
"at artık o adamı SİSTEMİNDEN"..
sanırım tavsiyesinden çok..
sistem sözcüğünü sevmiştim..
adamı atmam .. ancak yeterince acı çekip sevgimin epriyip dağılması ile oldu..
ama sistem sözcüğü artık dilime yapışmıştı..
şiirse eğer sevdiysem..
sistemime katana ezberleyene kadar..
insansa.. tüm huyu suyu özellikleriyle.. benmiş gibi olana kadar..
iş güç hobi ise..
gözüm kapalı bile yapana kadar..
sistemime katılınca rahat ederdim..
süngerim suyu emmesi gibi..
ama asla aynı suyu değil..
hergün farklı bişey..
bugün barok müzikse..
yarın sürreel resim..
öbür gün yalancı selanik örgü..
devrisi gün..
oda duvarına kumaş döşemesi..

örümcek gibi..
ağlarımı titreştiren her harekete gibip..
eğer titreşimi ve içeriği bana uyan ise..
özümle ve sisteme kat..

ben sanırım bu durumda..
oportünizt özgün oldum hayat boyu..

sistemin bana verdiklerinden istediklerimi aldım..
kendi sistemime kattım..
güzel bulduğum ne varsa..
ve ilginç..

maymun iştahlı sanırdım kendimi..

meğer özgün bir sistem yaratmışım..
=)
bu benim.. okuyup ürettiklerimden..
arkadaşlık ilişkilerimden..evlilik hayatımdan..
çocuklarımı yetiştirmeme..
hasta bakmama.. kadar.. devam etmiş..
seçmece..

ve o yüzden bazen..
kendimi çok hatalı hissetmişim..
başka eşler.. anneler.. veliler.. doktorlar ile karşılaştırınca..
onların tepki verdiğine ben ses çıkarmayıp..
onların önem verdiğine ben takmayıp..
sonra da ortaya bakıp kendimi yalnız hissettikçe..

aslında..
yalnız hissetmek de değil..
kendim gibilerini bulamayıp.. şaştıkça..
ama hep.. illa ki..
insanın ve emeğinin özüne baktıkça..

sonunda dönüp.. devam etmişim yoluma..

benden veli eş anne kötü gün dostu filan olmaz.. olur da bilinen gibi olmaz..
olur da sürekli olmaz..
bu işlere tam gün konsantre olacak göz yok bende..
kelebek gibi.. koku duyu peşindeyim..

sanatçı filan da olamam ben..
zira tek bir kolda tutunamam..
yaptığım yazı çizi iş nakış boya bahçe..ye de..
zaten eser denemez..
tek derdim.. isteğim..
sisteme her gün katacak yeni bir şey bulmak..
süngeri farklı bir boyaya sıvıya bandırmak..

ilerde çıkarsa ortaya esas eser..
bir hatıralarım..
iki çocuklarım olacaktır sanırım..
yok başka bir numaram..
epiküryenliğim de burdan geliyor.. buraya götürüyor..
amazonluğum da bu tuhaf sistemi sürdürme hakkımı.. savunmaktan geliyor.. oraya götürüyor..

*****************
durum.. çok renkli.. yanardöner..

4 yorum :

Ece dedi ki...

O farklı insanların, içinde var olanları keşfedip artık zaptedemediği durumlarda dışarı vurduklarında sanatçı diye adlandırıldığını düşünüyorum. İçindeki güç hiç bir kalıba uyum sağlayamadığından, belki sancılı belki yalnız dönemler yaşıyorlar. Öğreticilerin dikte ettikleri onlardaki yaratıcılığa aykırı.Önüne set çekilmiş gibi.
Bütün bunları reddetme cesaretini gösterebilenler özgün olabiliyor galiba.

İşte, sendeki fark da burada. Sünger gibi demişsin ya..Her sünger bu kadar emici değil. Sen deniz süngeri gibi.,yanından geçen her şeyi doğal olarak emiyorsun.İşine yaramayanı gözeneklerin bir tarafından öte tarafına atabiliyorsun.

Seni tanıdığım için şanslıyım demek istiyorum.Ama tanımak sadece yazılardan. Bi de kafamın içinde çizdiğim figür var.Tıpatıp sana uyan..Galiba...

Bir de sevgimi bırakıyorum

laleninbahcesi dedi ki...

sabah sabah geldim kaçırdığım tüm yazılarını okudum, bombardımana uğramış gibiyim. Dha afyonum patlamadı, ne bi kahve ne bi yudum çay içtim ama anladığım şu , sistem iyi bence)) devam et. Kimsenin sistemine gir me de.

iste sünger konusunda haklısın. Sünger emer emer ama sonunda da dışarı sızdırmaya başlar, aha senin yaptığın da o. Seviyom len seni

carpediem dedi ki...

öğlen gelip okudum yazıları ataletim.
epiküryenlik burada da devam ,bilgilenme bitmeyecek,
süngerin sızdırdıkları da...
temmuz sıcağında öpüldünüz...

Adsız dedi ki...

ece..........

yaratıcı birileri için mi kendini tutamadığından mı yaratır..
yaratan peki..
ille izleyen ve ona yorum eden birini gereksinir mi??..
sancının sonrası..
ne kadar tatmin edicidir..

ilham kimdir..
nerde yaşar nereden eser..

şanslar karşılıklıdır..
bizler aynayız bence.. karşılıklı yansıtan...
=)..
umarım hayal kırıklığına uğramazsınnnn =).. günü geldiğinde..
öpelim bi de..

lalemmm...
kave öncesi atalet..
başın filan ağrıyacak kuzum..
doğru demişin bombardıman..
=D..
kimsenin sistemine girme-yeyim de..

ben de seni seviyommmm.. kocaman da öpüyorum ayrıca..

beyaz gelincik.. namıdiğer.. dilaram..
bitmez .....
ne öğrenme..
ne yazma..

eksik olmayalım karşılıklı.. birbirimizdennn =)..
ben de öptüm..
=)
sıcak soğuk dinlemem zaten..
öperim =P


ataletiniz.........

Follow my blog with Bloglovin