3 Ekim 2007 Çarşamba

..




pekala ..

salak mıymışız neymişiz..
ya da karşımızdakini..
iyi tanıdığımız için mi??..
ya da tam tersi.. sonrasını hiç bilmediğimiz için mi??..
böyle korkardık..iliğimiz kemiğimiz buz keserdi..
ama durun da bir fiziksel koşulları da anlatayım..

bir anne - kadın vardı..
gri-mavi gözlü..
sesinin en yüksek perdesi neydi??..
kimse bilmezdi..
fısıldar gibi.. mırıldanır gibi konuşurdu..

ondan mıdır..
kızının sesinin en tiz perdelerde gezebilmesi..

onaylamadığı.. beğenmediği.. istemediği.. doğru bulmadığı..
alındığı.. kırıldığı.. kızdığı zaman..
sadece..
gözleri soğurdu..
içinde küçük buz kristalleri yüzen bir kuzey kutbu denizi gibi..
gri-mavi..

ondan mı hiç öyle bakmaz kızı..
bağırıp çağırırken bile elini gözünü çekmez..
insanların üzerinden..
soğumasın.. donmasın diye..içleri..

bütün yukardaki koşullarda..
savunma silahı olarak..
sadece..
tek bir sözcük vardı kullandığı..

pekala..

işler çığrından filan çıkmadan..
sadece gidişattan hoşlanmadığında..
gri-mavi buzlu gözleriyle bakar..
ve bir pekala derdi..
o kadar..

sonra..
herkes..
ulu manitu..
ben ettim sen etme..
annecinm lütfen..
ya anne lütfen..
ya tamam ama..
hadi bak affet..

yahu dur daha suç bile işlemedin..
hatta belki düşünmedin bile..

çevreden görenler şaşardı..
kadın canavar olsa gerek..
muma çevirmiş.. evdekileri..
ama dedim ya bağırmazdı bile..
ne cezası.. ne dayağı..ne canavarlığı..

yıllarca.. sürdü bu sistem..
bir pekala ile..
eğitti..

hayır bi de tutarlı kadın..
dediğinin eri..
hani eğer bi adı konursa o pekalanın..
bilinmekte ki.. yapacak..
zor da olsa.. canı da yansa.. artık pişman da olsa..
farketmez.. yapacak..

ama zaman işte.. zaman..
herşeyin ilacı zaman..

tabii..
herşeyin bir sonu var..
sordu kızı..
ya naapıcaktın peki biz o pekalayı takmasak..
devam etsek..
azsak..
filan..

güldü gözlerinin içi..
gri-mavi denizde güneş yansımaları gibi..
altın ışıklar.. pırıldadı..

bilmem..
dedi..
düşünürdüm bişey..
ama hiç gerekmedi ki..
gerektirmediniz..

seviniyordu.. iyi bişeymiş bu gibi..

ben severdim o kadını..çok..
biz severdik..çok..
ama onca yaşa başa ve napıcağını bilmememize rağmen..
pekala dedi mi sonuna geldiğimizi anlardık ve korkardık..

belki kıyamadığımızdan..
belki üzülmesine dayanamadığımızdan..
ne biliim..
ama belki de korkudan..

bizim için onca fedakarlık çaba sevgi..
göstermesine rağmen..
o kadından bahsedince gözümün önüne ilk gelen şey gözleri..
kızgın ve soğuk..
ve altın ışıklı.. sıcak..
bir de pekalası..

hiç unutmam..
bir telefon konuşmasına tanık olmuştum..
oğluyla..
oğlu derken..
40küsur yaşında..
evli barklı..
iş sahibi..
patron filan bi adam..
kodumu oturtur cinsinden..

ama iş anneden pekalaya gelince..
ya yeter ama bu yaşta hala içim titriyo ..
deyip kapamıştı telefonu hırsla..

ve ne yaptığını farkedince..
amma peşinde dolanmıştı kadının..
affedilmek için..

ama ben biliyorum..
içinde kontrolsüz kabaran..
pekala korkusunu artık kendine yakıştırmamaktan geliyordu o patlama tarzında öfke..
de..
bir işine yaramamıştı..

daha çok irdeleyen..
kurcalayan..
soran ben..
çözmüştüm.. oysa..

pekala..
belirsizlik..
olasılıkların çokluğu..
korkutuculuğu ordan geliyor..

öcü gibi..
bişey tanımlamana gerek yok..
sadece bahsedilmesi bile o boğucu korku duygusunu getirir insanın aklına..
akıl kalmaz zaten ondan sonra..
salt korku kalır..
paniklersin..

o rahatken..
sen bi sürü senaryo üretip..
kendini korkutursun..
o zaten korkutmaz..

aslında..
korkusuz insanlar yetiştirmeye çalışıyor..
öyle sanıyor..
öcüyle doktorla.. polisle.. korkutmayınca doğru bişey yapıyor..sanıyor..
e tabi.. ona pekala dememişler ki.. etkisini bilmiyor..

ne yapmalı o zaman..
karanlıkta yatıp..
herkes uyurken..
o pekalanın hangi şartlarda..
oluştuğunu..
ve oluşmaması için yapılacakları..
ve oluşunca yapılacakları düşünmeli..
benim yıllarca.. her olayda yaptığım gibi..

her sustuğun.. ve tamam ama tamam dediğinde..
kaybedersin..
belirsizliğe sürüklenirsin..
terbiye olursun..

çocukken bile kötü..
neyi neden yapıp yapmayacağını bilmeden baş eğmek..
erişkinken daha da kötü..

bak derdim..
o kadına..
silahın güçlü ama..
çözülüyor artık..
korku.. biter..
tüketir kendini..
korkmaktan bıkar bi gün insan..

ve bir gün..
soğukkanlı bir..
sen bilirsin..
hadi bakalım.. korkmuyorum pekaladan..
gelsin gerisi.. yap napıyosan..

cevabı aldığında..
baktı bana..
ve bir daha pekala demedi..
..............

dün psikiatr vardı..
klinikte.. konsültasyona gelmişti..
inanılmaz.. şık.. bakımlı.. güzel kokuludur..
hoş hatundur..
ve de insan davranışları uzmanıdır..
mesleği bu..
sakin ve tutarlıdır kendisi de..
e insanlara gün boyu.. hayatla yüzleşmeyi..
korkularla başa çıkmayı..
öğretip duruyor.
işi bu..

laf ordan burdan..
geldi..
son günlerdeki..
panik reaksiyon ile gönderilen..
maillere..
çıkarılan.. haberlere.. haberlerin yorumlarına..
felaket senaryolarına..
dedi ki..
valla ben gayet sakinim..
rahatım..
kendimi yıpratmaya da niyetim yok..
depresyonumu da beslemeye de niyetim yok..
bi tane kızım.. var..
gönderirim koruma altına..
sonra ne gelirse.. gelsin..
hazırım savaşmaya.. başa çıkmaya..
bi can.. bi vatan.. bi kültürüm var..
bu saatten sonra giremem başka arayışlara..

sonra döndü..
ee dedi..
hani biz ne zaman şaraplıycaktık..

***********************
inanırsanız..
kimseye dokundurmayan yazı..

Hiç yorum yok :

Follow my blog with Bloglovin