tag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post1952832487739843851..comments2023-09-02T19:44:49.523+03:00Comments on burda zaman yok........: ...ATALEThttp://www.blogger.com/profile/15788211707734479105noreply@blogger.comBlogger8125tag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-17175696199076133372009-01-14T08:30:00.000+02:002009-01-14T08:30:00.000+02:00Blog gerçek bir parçamız haline geldiği oranda ger...Blog gerçek bir parçamız haline geldiği oranda gerçek duygulardan nasipleniyor. Bunu tuhaf karşılamamak lazım. Eminim çoğu kişi kafasındaki karakterle yola çıkıyor bloğa başlarken. Ve o karakter her yazıda gerçek "ben" e doğru kaymaya başlıyor. Kaymamasını sağlamak için robot olmak lazım... Ama işte kiminde az kiminde çok kayma var gerçek hayata...<BR/><BR/>İyi mi kötü mü diye tartışmıyorum. Sadece böyle. Ben kırılganlıklarımı, üzüntülerimi çok fazla yansıtamam arkadaşlarıma ve dolayısıyla bloğuma. Kötü günümde bile birilerinin bir hikayesini dinlerim, gelip bloğunu okuyabilirim. Bu iyi ya da kötü diye değil taekrar... Sadece benim cephede olanlar böyle.Şarküterihttps://www.blogger.com/profile/03742908292004587835noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-10472889464180425202009-01-13T17:35:00.000+02:002009-01-13T17:35:00.000+02:00ben öğrendim kikime ne kadar sorarsam sorayımbenim...ben öğrendim ki<BR/><BR/>kime ne kadar sorarsam sorayım<BR/>benim kötü yanlarım ne<BR/>sizleri kırdım mı dersem diyeyim<BR/><BR/>ben öğrendim ki<BR/><BR/>ben en çok beni kırıyorum<BR/><BR/>benim hesabım kendimle<BR/>ne sorularım bitiyor<BR/>ne cevaplarım<BR/>ne gellerim bitiyor<BR/>ne gitlerim<BR/><BR/>benim blog kapatmam bana benziyor esasında<BR/>gerçek hayatta da canım sıkkın olduğu zaman konuşup da çevreyi bunaltacağıma kapatırım kendimi<BR/>dünya ile ilişiği keserim<BR/>sorun geçmez<BR/>ama bastırılır<BR/>bastırılınca yeniden konuşurum<BR/>sonra aklım tutmaz sorunları<BR/>tekrar kapanırım<BR/>öyle gelir gider<BR/><BR/>blog kapatmak<BR/>hele ki şu aşamaya iyi kötü gelmiş bir grupta,<BR/>(bazılarımızın dostluğu seneleri buldu)<BR/>blog kapatmak çözüm değil<BR/>ara<BR/>tatil<BR/>es<BR/>hepsi uygun<BR/>ama gerçek hayatta bir çok kişiye anlatamadığım konuları buraya yazarken (kendi açımdan tabi) kapatmak pek de çözüm değil<BR/>kanımıza işlemiş yazmak<BR/>anlatmak<BR/>bir şeyler üretmek<BR/><BR/>üzüntü ?<BR/>illa ki<BR/>hepimiz insanız<BR/>sanal harici gerçek hayatlar yaşıyoruz<BR/>ve işin eve,evin işe yansıtılması gibi<BR/>her şeyi bloga yansıtıyoruz<BR/>elimdeki şamar oğlanı gibi blog<BR/>kızdım<BR/>döv<BR/>sevindim<BR/>okşa<BR/><BR/><BR/>blog bu<BR/>bağırmaz,ağlamaz,esir sevgili gibi<BR/>ama okuyanlar ?<BR/>onlar her şeyin iyisine layık<BR/>:)alpernatifhttps://www.blogger.com/profile/00866589485715829651noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-24908505272395066592009-01-13T16:57:00.000+02:002009-01-13T16:57:00.000+02:00Ataletim...Tölere edeni naz çekeni daha çok tekmel...Ataletim...<BR/>Tölere edeni naz çekeni daha çok tekmeliyoruz, sınırını bildiğimiz iyi tanıdığımız oluyor bu... En azından benim için... ve en azından annem için... o bana ben ona bir durumumuz var... ama ben büyüdüm ya onun daha çok yapası var sanki... az önce kısa süreli bir telefon konuşmamız oldu sitem dolu, ben ne alakası var çarptırıyorsun derken daha da arttırdı ses tonunu. İnanmadan söylediği kapris cümlelere inancı arttı o an...çünkü beni cezalandırmak istedi o anda ve yetinmedi telefonu yüzüme kapattı... ama biliyorum ki, kime ne için kızdıysa kızdığı ben değilim. O yüzden uzatmayacağım...<BR/>öylesi bir diyalogdan sonra yazını okumak... bilmem objektif bakabilir miyim... <BR/><BR/>Evdekileri de bırakma bizi de...<BR/><BR/>Buradan gözlemleyebiliriz bizrbirimizi ve emeklerimizi :)<BR/><BR/>Öperim<BR/><BR/>HeraAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-55548261321319825842009-01-13T15:36:00.000+02:002009-01-13T15:36:00.000+02:00en kolay en çok sevdiğimizi incitiriz herhalde. ge...en kolay en çok sevdiğimizi incitiriz herhalde. genelde beni en çok sevdiğim incitir çünkü... ama en kolay kırılan o kişiye geri dönüş, en zor olanıdır benim için...<BR/><BR/>senin zaman zaman yorulduğunu biliyor olmak, itiraf ediyor edişin bencilce belki, ama biliyor olmak memnun ediyor beni... çünkü ben en çok herşeyi mükemmele yakın idare eden tiplerin kırma ve kırılma noktalarından korkarım... insan olmak budur. tabiyki kırılcan, istemesende kıracağın anların olacak...<BR/><BR/>blog meselesine gelirsek, ben ipin ucunu kaçırdım fazla özele kaymaya başlamışım gibi geliyor. ki başlarken hiç böyle düşünmemiştim. şimdiyse bu blog benim elektronik güncem oldu... kimin okuduğu ya da ne düşündüğü yazıyı yazarken çok fazla iplemiyor beni... <BR/>zaman zaman olumsuz tepkiler alıyorda olsam karşıdan biraz fazla kırılgan ve hassas görünüyorda olsam o anlık gel gitlerimi bloğa yansıtıyor olmak beni rahatsız etmiyor, aksine özgür hissettiriyor... <BR/><BR/>yakalanırım korkusunu bugüne kadar hissetmediğim ya da kimseye verecek hesabım henüz olmadığından, tek başıma bağımsız takıldığımdan oluyor böyle... ( eş, sevgili, çocuklar gibi ) <BR/><BR/>canım ne zaman isterde sonsuza kadar bloğa kilit vururum henüz hiç bir fikrim yok! böyle iyi...Kedi Narniahttps://www.blogger.com/profile/12777278039811460367noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-26166712410923663842009-01-13T14:19:00.000+02:002009-01-13T14:19:00.000+02:00ben en çok sel'i kırıyorum.öyle böyle değil hem. b...ben en çok sel'i kırıyorum.<BR/>öyle böyle değil hem. bilsen... boşver bilme.<BR/>insan en sevdiğinden kırılır en çok ama. sel, bu sebeple, kimse tarafından, benim tarafımdan olduğundan daha fazla acıtılmıyor.<BR/>ben? ben çok kırılganım zaten.<BR/>pek çok şeyden.<BR/>bu bloglar tekmeleme yastığı mı, vurulan kapı mı? o değişir işte.<BR/>benim vurduğum kapı değil.<BR/>tekmeleme yastığım da değil.<BR/>yaralarım açık değil çünkü blogda.<BR/>o sebeple, kanadığında da görünmüyor.<BR/>belki yazmaya başlamaktan da çekiniyorum. yazdıklarım kalıcılık sihrine bürünüyor çünkü. istemiyorum ki canımın acısı kalıcı olsun. zaman zaman kendimi de kandırmaya çalışmam bu yüzden.<BR/>bikaç gündür ataletsi gitmiyor işler demişsin.<BR/>ben dün gece sel'e "yıllar önce ben'i kaybettim" dedim.<BR/>birkaç günse ataletten uzaklaştığın, iyi bence.<BR/>ben gerçek benden uzaklaşalı yıllar olduğundan korkuyorum.<BR/>pastanelerde kek, çörek artıklarından ay çöreği yaparlarmış. artıklardan yaptıklarını iyi bir şekle sokmayı becerince, kendi başına bir şey oluyor yani bazen. <BR/>ay çöreği gibi oluyorum sanırım.<BR/>neyse,<BR/>ne dedim kaç satırdır bilemiycem.<BR/>başa dönüp okuyuop düzeltesim de yok.<BR/>ama saime hanıma rahmet yollamadan da susamıycam.<BR/>tam da öyle işte.<BR/>gönül umduğu yerden kırılıyor...https://www.blogger.com/profile/14816422039173136815noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-45681017878052330442009-01-13T13:11:00.000+02:002009-01-13T13:11:00.000+02:00Hani demiş ya Pir Sultan taşlanırken her kes ona t...Hani demiş ya Pir Sultan taşlanırken her kes ona taş atarken bakmış en sevdiği arkadaşı can yoldaşı taş atmaya kıyamamış gül atıyor, O zaman Pir Sultan; yarin attığı gül değdi bana demiş. En sevdiğimden en yakınımdan incinirim ben de. Gerisi vız gelir tırıs gider. Çünkü ben de ona gerekeni yaparım.Birde ne kadar sertsen o kadar çabuk kırılıyorsun ne garip değil mi. Biraz esnek olsan eğilcen bükülcen daha dayanıklı olucan halbuki. <BR/>ÖptümseniAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-19083023581841085132009-01-13T12:56:00.000+02:002009-01-13T12:56:00.000+02:00çok beğendim benzetmeyi..dayanıklılık artması gere...çok beğendim benzetmeyi..<BR/>dayanıklılık artması gerekirken.. kırılganlık artıyor..<BR/><BR/>ben kırmamak ve kırılmamak için...<BR/>kötü olmak istiyorum..<BR/><BR/>kötü kadın atalet olasım bu yğzden işte..Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2163918840640063798.post-38234653302470292612009-01-13T12:22:00.000+02:002009-01-13T12:22:00.000+02:00Ben arkadaşlıkları kum tanesiyle başlayıp kristall...Ben arkadaşlıkları kum tanesiyle başlayıp kristalle biten bir süreç gibi görüyorum. Kum tanesidir camın özü. Onu alır işlersin, emek verirsin emek verdikçe kırılganlığı da artar. Ne kadar çok emek verirsen o kadar nadide bir parça olur ama bir o kadar da kırılganlığı artar. <BR/>Bazen yapılmayan bir kutlama bir çatlak oluşturur mesela. Yada yanıtlanmamış bir soru. Çoğu zaman önemsiz diyebileceğin bir şeydir evet, ama çatlak işte, hangi darbeyle oluşacak bilemezsin ki. Şu arkadaşlıklara ilişkin tarifler kitabını bir bulsam.. Ah bir bulabilsem..kayipsimurghttps://www.blogger.com/profile/13116740421140222585noreply@blogger.com