31 Ocak 2017 Salı

Hygge çellınc öreke ve diğer şeyler..

Juno bu ayin ve subatin bir kisminin..
Zor gececegini soylemisti nitekim..
Öyle geçiyor..
Herseye rağmen rutinlerimde biraz zevk aldigim seyler bulundurmaya uğrşıyorum..

Zamanında carpe diemcilere ne kadar sinir olduysam..
Şu yapay hyggecilere de öyle kiziyorum..
Ayrıca varoluşculardan da hazzetmem..

Neyi sorguluyorsun..
Gelmis suyun dökeceksin..
Hangi sistemde geldiysen dünyaya..
Bütün dünya çeşitlemelerine göre değil..
İçinde bulunduğunda var olacaksin..
Bir artı değer getireceksin.. bir fark yaratacaksın..
Konu ne olursa olsun..
İsviçre alplerinde sürü güderken ağaç tohumları eken adam gibi..
Kendi başına milyonlarca hektar orman yaratan bangladeşli gibi..
Srilankalı sokak köpeklerine kendini adayan veteriner..
Yangından kurtulan hayvanlara ellik diken kadınlar..
Bu kadar buyuk bile dusunmeye gerek yok..
Yerde gördüğü pet şiseyi kaldırıp çöpe at.. önce..
Sonra daha büyük bir dünya hayal et..
Ay şekerim bizd de çok pisisz..
Öyleyiz canım..
Sen kirletme..
Ve bir ucundan temizlenmesine katkıda bulun..
Yengeç çorbasımıydı..
Yok tavuk suyuna çorba..
İşte öyle değil..
Gerçekçi ol..
Bak nasıl iyi ki varım canım kendim noktasını da geçip..
Düşünecek vaktin bile kalmıyor..

Ben neden geldim bu dünyaya diye düşünürken..
Gecip gidebilir yaşama sürenin değerli zamanları

Carpe dieme neden sinir oluyordum..
Bildiğin oportünizm ile karıştırdılar..
Fırsatçılık değil o anlatılmak istenen..
Var olduğun anın güzelliğini kaçırma deniyor orda..
Vır vır etme..
Koşulların içinde iyi bir şey bul ve sevin deniyor..
O diemi carpelemek isteyen fırsatçılar yüzünden bildiğin toplumsal çöküş oldu..
Kımsenin sıkıcı şeylere emekle oluşturulana sabrı kalmadı..
A bak ne güzel mekan o zaman carpe..
Ee evde seni bekleyenler ?..
Yarına yetisecek işler..
Önce onsan ol.. artı değere geçir çevreni..
Sonra carpele bişey ille anladığın buysa.. an yakalamaktan..

Şımdı hyggeciler geldi...
Hygge insanı koza gibi sarıp sarmalayan.. iç ısıtan.. dolayısıyla çocukluğunuzda güvende olduğunuz..
Korumalı olduğunuz anlari anıları çağırıştıran ögeleri tanımlayan sözcük..

Yani kol örgüsü ile yapılan battaniye hygge olamaz neden..
Çünkü olsun olsun iki yıllık geçmişi var..
Ama soba üstü kestane..
Sabahları mutfaktan gelen tıkırtılar .. kızarmış ekmek kokusu.. hygge..
Bal kabağı çorbası değil bizim hyggemiz.. tarhana çorbası..
Kırk yama herkese hygge.. 
Pazen kumaş da oyle.. 
Bizim nesile hygge..
Gel yirmi yaşlarındakilere onlara polar kumaş hygge..
Bir filmcik izledim..
Önünde sepet olan bisiklet hygge..
Neden.. çünkü içine ailen için yaptığın alışverişi koyuyorsun..
Seni büyük aile yemeklerine götürüyor anılarında..
E peki biz.. 
Benim hyggemi bir fırtına ve istanbul belediyesi yıktı mesela..
Benim için aile yemeği..
Karaköyden vapurla gidilendi..
Ayrıca banliyö trenleriydi .. benim hyggem.. e yok artık..


Sarılmak neden iyi gelirmiş insana..
Çünkü vücudunun sınırlarını belirlermiş..
Çok canim yanıyor dediğinde aslında..
Ne kadar çok olabilir ki bedenimin sınırı buysa sermiş algı alanımız..

Son hafta.. daha çok elimle işler yaptım..
Yemek.. örgü ütü..
Ütü benim icin hygge..
Yatak çarşaflarımı değistirdim..
Ben çok severim yatak yapmayı..
Yeni ütülenmiş gergin mis kokulu yatak..
Ritüel gibidir günün güzel.. gecenin huzurlu olmasının simgesi..
Bu el işlerinde bana.. lucifer ve the oa eşlik ettiler..

Dünya dar gelince insanlar fantastiğe kaçtı bence..
Dünyanın dar gelmediği tek yer..
Artisanat yapan kadınlar..
Zanaat yani..
Gerçi bazıları artık.. sanatçı düzeyine gelmiş olanlar var..
Dün kalın merinos yünüm geldi ve onunla.. 
Benim hyggem olmayan ama ileri yaşında çrkirdeğimin hyggesi olacak olan..
Battaniyeyi ördüm..

Bir tutam yün arttırdım..
Onu da bu akşam kirmenimle eğireceğim..
Ülkemde öreke bulamamanın ama turkish spindle kullanan bir çok dünyalı kadının varlığını ögrendim.. bu kaç puan..
Hatta egirme yünü ve kirmeni kit haline getirip satıyorlar..
Ben de bir asyalı hanımın.. 
Çekilişle hediye edeceği kampanyaya katıldım..
Neden olmasın.. 

Yatak odama perde aldım bilog..
Adını rebecca koydum perdenin..
Üzerinde sanki bol teyel gibi bir desen var zira..
Ve bana sutralardan.. bol teyellerden.. kuşların göç haritalarından bahseden kitabı yüzünden rebecca solniti anımsattılar..

Yatak odamda ikinci büyük değişiklik yer alıyor..
Ve bu dekorla ilgili degil..
Bir de şu çelıncı eklersem.. çok icerikli yazmış olurum..

10 yıl sonra nerde nasıl yaşamak istiyorsun..
On yil sonra hala yaşıyor olayım yeter dermişim..
Yok ben ulu bir ağacın gölgesinde sırtım ağaca dayalı..
Elimde erbanem..
Önümde yanan ateş üzerinde kazanım..
Önümde serili bir yeşil alandan deniz görür halde oturup..
Yine instamda feysimde..
Kitabımda bloğumda olmak istiyorum..

Gelelim 15. Soruya..
Hangi ünlü arkadaşın olsun istiyorsun derlerse..
Rebecca solnit ve meryl streep derim..
Mina urgancığım vardı.. kaybettik onu..
Bu kadınlar komşum olsun.. çat kapı giderim olsun isterdim..

15 yaşındaki ergene ne nasihat vereceğim..
Herkes veriyor zaten.. vermem..
Sorarsa danışırsa söylerim fikrimi..
Onlar da sormaz..
Zaten insana b.ka bakar gibi bakıyorlar o yaşta...
Hastam olarak geliyorlar bazen..
Ebeveynleriyle beraber..
Ay bi dilinin ucuyla cevap vermeler filan..
Ama inatla onlari muhatap aliyorum..
Bir numara dediğim..
Ben seni tedavi edemem.. annen baban da..
Senin bu tedaviye uyman gerek..
Fizik tedavi isim benim..
Egzersiz vericem yapmiycak..
Basket oynama diyeceğim .. oynayacak..
Istemem oyle..
Kendi bedeninin sorumluluğunu almalısın diyorum..
Hazır mısın buna..
Süper anlaşıyoruz ergen hastalarımla..
Bakıyorum pıtır pıtır kontrollere bile tek geliyorlar..
Haa ergen ebeveynleriyle anlaşamıyorum..
O ayrı....





28 Ocak 2017 Cumartesi

Uyku.. çelınc 11 12.. erbane mora boyalı gömlek.. ve diğerleri..

bu hafta zordu..
ruhumu yordu..
çocukken ruhi bedeni travmalarım olunca hemen uykuya sığınırdım..
saime hanım hep babana benziyorsun derdi ..
babamı  çok sevsem de bunun bir eleştiri cümlesi olduğunu hissederdim..
o yüzden uyumamaya.. ayakta kalıp baş etmeye uğraşırdım ..

uyku iyileştiricidir..
mayalanmak.. demlenmek gibi olgunlaştırıcıdır..
yıllar içinde toplumun bunu hiç bilmediğini fark ettim..
hep etki tepki ile yaşıyorlar..
o yüzden bu yanan canlar..
annemin söyledikleri yüzünden..değişim oluştu bende.. 
artık uyumanın zayıflık olduğuna inanmıştım.. bi kere..
işte ben esas o zaman zayıfladım..
ve uykularım bozuldu..

bu hafta uykular delikli.. bünye gün boyu yorgun..
yine de bazı girişimlerde bulundum..

gardroptaki en eski giysi ve fotoğrafı diyor çelınc..
yanılmıyor isem lise mezuniyet  balosunda giydiğim ipek gömleğim..

bürümcük mintandan önüne laleler işleyip dikmişti .. Saime hanım..
Sonra ben Onu kumaş boyasıyla mora boyamıştım
nakışlardaki renkler etraflarını boyadı diye..

çok güzel olmadı.. belki siyahla da boyamalı ya da camaşır suyunda açmalı..
fotosu yanımda yok.. eski bir bloğuma yüklemiştim..
ama linki kırılmış..

Sonradan eklerim ..
Herşeyi sonradan eklerim ben..
Bazen de eklemem..

12. Soru..
Son on yılda hayatında neler değişti demiş..
Bak bloğa..
Kalbi kırık küçük bir kız çocuğunun sözleri vardı bende..
Artık kalbim kırık değil..
Çıkıl çıkıl..
Bir kez bu kadar kırılınca ..
Artık bir bağışıklık kazanıyorsun..
Ergen annesiydim...
Artık yaşları erişkin cocuks'un..
büyük hala oldum..
aynur gitti....
bahçedeki ayva ağacı kesildi..
pofi öldü.. avniye geldi hayatımıza..
artık sabahları kargalarla beraber uyanmıyorum..
uzun yolda araba kullanıyorum.. bir binişte 10 saat kullanabiliyorum misal..
sonunda kendi iç müziğimi yansıtan aleti buldum..
erbane çalmaya çalışıyorum..
hala düm teka düm Tek vururken teka ile tek ses farkını veremiyorum..
kıyamaz gibi dokunuyorsam demek..

Bazı değişiklikler son bir aya toplandı..
Dahası da gelecek...
Sanıyorum....

Uyursam dilediğim gibi...
Uyursam eğer...


26 Ocak 2017 Perşembe

Göçmenlik halleri.... pas rengi.. yaşam dolu.. ve anılar yine yeniden....




Demek iki günlük yazacağız çellıncı...
Madem ki kaçırdık dünü..

Ters sırayla gidelim..
Göçecek olsam.. nereye mi göçerdim..
Yine karma bir yer gerekirdi bana..
İskandinavyanın karlı ormanları yüzlerce gölleri .. fyordları..
Medeni düzeni ile.. 
Egenin maviliğini hareketini kokusunu dokusunu..
karıştıramıyorsak..
Ben portekiz ile finlandiya alayım altı ay birinde altı ay digerinde yaşar giderim..

Hiç bir yere ait hissetmiyorum kendimi ben..
Bulunduğum yeri kendimleştirme içgüdüm var..
O yüzden benden sağlam göç insanı olurmuş..


Diğer soru..
Unutmak istemediğiniz anınız?. Mı demişler..
Bana mı demişler..
Bırak kendiminkileri ben başkalarının bile anılarını tutuyorum..
Aklımda ..
Başım ağır geliyor bu yüzden..

Öyle aralarından sivriliveren bir anı yok..
Ama canlıymış hala o andaymış gibi güçlü anılarımdan biri..
Madem devir yine referandum devri..
İlk oy verdiğim referandumdur...

Pese yukardaki foto.. netten çalıntı..
Paslı bir kilit..
Anahtar deliğinde bir can baş vermiş..
Neden mi bu fotoğraf..
Çünkü kahve rengi..
Çünkü hayat dolu....
Ondan...


24 Ocak 2017 Salı

Yeni soru kim olarak gelmek istersin dunyaya yeniden gelsen miymiş..

Evren bir butun ve yaradilan herseyin parçasıysak eğer..
Bir ardıç kuşu..
Bir karga..
Ya da bir yeraltı suyunun başını dışarı uzttığı pınar olsam misal..

Bir insan olacaksam ille..
Bu sefer kendi hayatıma dahil insanların mutluluk.. memnuniyet ve gereksinimlerine değil..
genele adanan bir kadim ruhlu kadın olsam..
Bir angela.. bir rosa olsam..
Bol kızkardeşli bir aileden olsam..
Çekirdek aile yerine..





23 Ocak 2017 Pazartesi

Çelınc olmasa canıtın ne derse desin gelmezdim de...

Çellınla devam edesim var..
Başka binot koymadan yazıyorum..

En eski aım..
Hayatımın ozeti gibidir..

Eve buzdolabı gelmiş..
Ben 4 yaşındayım..
İki katlı bir rum evindeyiz..
Giriş holünde buzdolabının ambalajı açılıyor..
Bir heyecan bende..
Nedense ve nerden bulduysam abimin bisikletinin tekerlek şişirme pompasını almışım elime..
Dönüyorum kendi etrafımda..
Ve tabii pompa aniden açılıyor..
Ve elbette o açılıp uzadığı an ben buzdolabına yakınım ve o pompanın..
En ucunda sicri bir çıkıntı var.. hani şu tekerleğin sübabına takılan..
Ve buzdolabının yanı boydan boya çiziliyor..
Ve annem tam o anda sofaya giriş yapıyor..
Olayı görüyor ve bir hiiiiii iç çekişi duyuluyor annemden..
Atalet....
Diyor bir de..
Ve ben oracığa gömsünler istiyorum.. beni pompayı..
Ve bakamıyorum annemin yüzüne..

O sesteki hayal kırıklığı ve sitemi.. hiç unutmam..
Ve o buzdolabi ben liseye giderken bile ..
Saime hanımın oğlunun bekaŕ evine gidene kadar bizimle yaşadı..
Ve çizilmiş olan yanı duvar tarafına gelmedi hiç bir mutfağımızda..

Bir hayvan olsam..
Olmiyim ya..
Öyle dümdüz bi hayvan olamam ki..
Misal hem ağustos böceği hem karınca olabilirim mütant..
Deve ve devekuşu.. olabilirim..
Yarıs atı ve yük beygiri.. eş bedebde..
Olurum yani neden olmasın....

21 Ocak 2017 Cumartesi

Kabak tatlısı.. bebek karşılaması.. aile.. ve çellıncın beşı...

Şapkamı taktım..
Rujumu sürdüm..
Galata'ya gittim.. 

İstiklal'in pek tadi yok.. ama galata hala canli..
Beni yine büyük hala yapacaklar..
Bu sefer oğlan halası olacağım..

Ailenin olması güzel bir duygu..
Gençlerin heyecan ve hevesleri..
Insanı tazeliyor..
Ailenin en genci mila..
Bir yaşından hallice..
Bağımsız ruhlu..
Kuzenine hosgeldin pastası kesilince ucundan tattırdılar..
Annenin itirazlarina karşın..

O baska tarafa bakarken.. tabaktan kurtuldular..
Ben kaldım mı tabağıma bakan bir mila.. ve pasta yemesini istemeyen annesiyle..
Karşı karşıya..
Usluyum ben..
Götürüp tabağımı masaya bıraktım..
Bir döndüm ki..

O nasıl bir hayal kırıklığı bakışlarda..
Hiçbir hemcinsimi yarı yolda bırakamam..
Yeni bir çatalla.. 
Verdim tabii.. 

Özgür ruhlu ve çapkın... 
Pabuçlarını cıkarıp..
Çorapları çıkarıp..
Öyle koşuyor kapılara..

Aşı gibi..

Eve döndüm..
Size anlatmadım ama ben artık çok giriyorum mutfağa..
Gelirken uykum vardı şekerleme yerine..
Kabak tatlısı yaptım..
Yani..
Hazırladım..
Hiç sevmem çiğ kokan..
Sulu kabak tatlısını..
Cemal bey yapardı..
Rengi kehribar gibi olurdu..
Kıvamı da kestane şekeri gibi..

O öldükten sonra hiç onunki gibisini yemedim ve pişiremedim..
Hani servis tabağından elinle bir tane aşırırsın da..
Parmağın bile kirlenmez..
O kıvamın peşindeyim..

Sonunda ..
Kendi yöntemimi geliştirdim..
Kat kat şeker kabak koyuyorum..
Kapağını kapatıp bekliyorum..
2 üç saat sonra..
Altını harlı açıyorum..
Kaynayınca kapatıyorum..
Erimiş şekeri içine çektikçe rengi kehribara dönüyor..
Sonra tekrar acıp pişiriyorum..
Catal kolay batınca.. kapağı açıp suyu uçuruyorum..

Mutlu .. huzurlu çocukluğumu yer gibi yiyorum..

Bugün çelıncda soru..
Her zaman ve bazen özlediğin iki şey..

Her zaman anneli babali olmayı özlüyorum..
Her zaman erken yaz ve sonbahar zamanında..
Cemal beyin elma ağaçlarının altında kitap okumalarımı..
Kış akşam üzerleri..
Saime hanımım pişirdiği kekin kokusuyla..
Öğle uykusundan uyanmayı..
Saime hanımın gözlerindeki pırıltıları..
Radyo tiyatrosu dinlediğimiz geceleri..
O sarılıp kuşatılma duygusunu özlüyorum..

Bir de çocuklarımın çocukluk zamanlarını..
Kedi anne ve yavruları gibi sarılıp sarmaşıp çizgi film izlemeleri..
İlklerine tanıklık  ettiğim anları..
Minik çıplak ayakları ile yumuş kokulu pijamalarını giymiş..
Topuklar popolarına vura vura yatağa koşmalarını..
çb nöbetçiyse pizza sipariş edişlerimizi..

Bazen..
Finlandiya'da gecirdigim aylardaki gibi o yapyalnız olma halini özlüyorum..
Herşeyin yabancı olduğü ve kimseyi tanımadığım..

Bazen..
Mecburi hizmet zamanını özlüyorum..
O gölün kıyısındaki evi..
Balkonu..
Buzda kayan kazları..
Sazları..


Sanırım.. bazen ve her zaman..
Yaşamın hala önümde upuzun ve yepyeni uzayıp gitme hallerini özlüyorum..


20 Ocak 2017 Cuma

Etrafındakiler hangi sorunu çözmek için sana gelirler..

Diye sordu çelınc..

Sen akıllı kadinsın..
Bak bu konuyla cok ilgileniyorsun bilirsin..
Bi şey sorcam..
Bu cumleleri duyduğumda arkasindan ne geliyor..
Bilemedim..

Bu maddeyi elbette.. 
Mesleğimle alakası olmayan sorular olarak algılıyor..
Ve öyle cevaplıyorum.. 

Dekorasyon tadilat tamirat soruluyor..
Bahçe soruluyor..
Kitap soruluyor..
Aile ici ilişkiler soruluyor..
Bunu nasil yaptın deniliyor en sık..

Bir de son zamanlarda eeee!!! Napılabilir o zaman!!!
Diye dikleniliyor..

Benim sorunum.. çabuk anlıyorum..
Soru kalıbına dönmeden anlıyorum..
O yüzden hemen kişiyi "güç sende.. ne istersen olabilirsin..
Ne istersen yapabilirsin..
Yaptığın her şey .. 
Verdiğin her karar sen yaptığın için güzeldir"
Noktasına getiriveriyorum..

Sonra renk dans..
Fikir önderi olasım..
Tek tip çözüm öneresim yok..
Zaten sorunlarından bahseden insanlar çözüm arayanlar değil..
Genellikle derdini anlatmak isteyenler..

Çok benmerkezci narsistik gelebilir ..
Usta dokunuşu yapmak dışında öyle yol gösterici yapım yok... napiim..

19 Ocak 2017 Perşembe

3.gün.. çellıncı..son dakikada yetişsin...

Çelıncı kaçırıyordum az kalsın..

Roman olsam yazsam.... adım..adı ne olurdu..
Şifoniyerin gizli çekmecesi..

Derinlerden kanırta kanırta çıkardı yazdıklarım.. 
O yüzden...

Edit.. 28.01.2017..
Facebook bana romanının adı sus ve dans et olacak demiş...
Bir çelıncda..
Ne kadar da çok satan kitap adı..


18 Ocak 2017 Çarşamba

Beyaz yastik yüzleri ve nevresimler ve iventin 2. Günü..bu büyük harf g nerden çıktı bilmiyorum..

Kalbimi kazanmanin bes yolu..

Cok basit..
Güzel gözler...
Hayata muzur bakabilmek..
Hayata yapıcı bakabilmek..
Hayata sevgiyle bakabilmek..
Hayata ilgiyle bakabilmek..
Bir de sık sık kahve içmek istedigimi unutmamak..

Bunlara sahipse bir insan.. benim ilgimi ceker..
Ve üzerinde tutar..

Dün yazılmaya değer..
Ama yazmayacağım bir gündü..
Sonuç..
Ütülerimi yapamadım..
Evde eşleşmemiş bi dolu nevresim çarşaf ve yastık yüzü var..
Akşama bi çok domestik iş var.. ütü çamaşır yatak çarsafı değiştirmek gibi..
Bu blogda bir ilk...


17 Ocak 2017 Salı

İventler çellınclar.. beyaz fonlar sıfatlar ve elektrik hakkında..

Bugün 17.01.17
Cok olayli çok ahkâmlı çok analizli bir haftanın ikinci günü..
Yazacak birşey yok..

Anne Frank gibi hissediyorum ben..
Sizden ne haber..

Yatak odamdaki halıyı kaldırıp..
Çekirdeğin siyah günlerinin halısını serdim..
Zebra desenli..
Krem rengi yatak örtüm..
Dijital ikat desenli yastıklar..
Kırmızı bir yastık ekledim..
Cünkü duvarda beyaz fonda alp var..

Bunları yaparken..
Memleket yanarken..
Yeşilmişik.. kırmızıymışık saçımızı tararmışık diye şarkı mırıldandım..

Geçen perşembe çağ atladığımızı anladım..
Evin yarısının elektrikleri gitti..
Kalan taraftakiler evin ana işlevlerini sürdürmeye yetti..
Kombi.. televizyon.. internet buzdolabı hep çalışıyordu..
Cumartesi.. evin diger yanının elekrikleri geldi.. var olan gitti..
Birden ev ev değildi..
Aspiratör.. ocağın çakmağı ve bazı tavan ışıkları..
Çalışıyordu..
Ve bu yetersizliğe dayanamayan sistem çöktü..

36 saat..
Meger gelmiş..
Bu sefer de sigorta şalterini attırmış..

Yok.. politik yazmıyorum.. oldu bunlar..
Nihayet elimle şalteri düzelttim..
Var olan medeniyet çağını yakaladım..
Kendi işini kend....
Kurda sorm...
Ay yok.. elini taşın....

Benim bu aralar bir elektrik sorunum var zaten..
Misal arabamın da aküsü bitti..
Ve sürekli kendi kendimi de çarpıyorum..

On bilmem kaç gün sonra gelmiş bloğa işkence ediyorum ben de..
Yazdıklarıma bak..
Var da yazmıyor muyuz blog..
Yenilik güzellik..
Tadını çıkarmaya çalıştığımız günler..
Düşün ki.. dekor yapan ve damlarda türkü çığırmayan bir kadın oldum..
Kendimi instaya pintereste boğdum..
Olmuyor o şevk o tutku..
Kitaplar dersen.. yılın üçüncü kitabıyla boğuşuyorum..
Her ay bir çocuk kitabı iventine katıldım.. bu ay aslan'ı okudum.. ilerleyen aylarda çocukluğumu yeniden okuyacağım..

Ekmeğimi kendim yapıyorum..
Vejetaryeniz.. yoğurt mayalamıyorum..
Sütlerden badem sütü favorim..
Hindistan cevisi sütü ile sorbe güzel oluyor..
Bugün yumurtasız mücver deneyeceğim..
Lazanyayi muhteşemleştirdim.. bütün iş domates sosunda ve patlıcanda..
Onu söyleyeyim..


Erbaneyi ilerletemiyorum..
İçimin sesi fazla tırsık.. şöyle düm tek aa düm tEk vurmak istiyorum..
Dudutdudu duttutdudududu.. çıkıyor..

Bir haber getirmiş..
Demiş sonik hanım'da  ivent var..
Çellınc var..
Bugün başlayıp 17 gün sürecek..
İvent deyip geçmeyin..
Emek var altında..
Yapılmış bir liste var..
Hepimizi etkileyecek.. çok önemli değişimlerin altında..
Daha az emek.. daha çok istek var inanın..


Gün bir..
Seni anlatan 5 sözcük..

Kendime sordum..
Aklıma ilk... maymun iştahlı geldi..
İkinci.. heveskâr..
Üçüncü.. prokrastineytır..zamanı kötü kullanan.. yumurta havadayken folluk arayan..
Dördüncü.. çözümodaklı..
Beşinci.. sarkaç arazlı.. 
ezikten narsisiszme.. obezden kaşektiğe hızla geçebilen biri için bulabildiğim sıfat bu..
Tabii ki şahaneyim..

Pekii..
Var mı katılan ivente..
Hadi.. 
Hem o arada başka şeyler de yazarsınız belki..

Pese.. başta yazarken anne frank düşünüp.. anna karenina yazmış olmam kaç kuruş..
Pese iki.. anna kareninadan hic hazzetmem ve madam bovariden ve prenses dianadan..

Pese üç.. çekirdeğin siyah günleri ergenliğe giriş gelişme sonuç dönemidir..
Her insan bir siyah dönemi yaşıyor benimki sonlara kaldı..
Pese son.. Beyaz fonda alp.. istanbul modernde daimi sergide bulunan bir tablodur.. dayanamayıp posterini aldığım tek tablodur... 


7 Ocak 2017 Cumartesi

Kar ve elhan-ı şita demeyeceğim .. sis şiiri...ve atalet evde pineklerken..

Sabah erkenden kalktim..
Beni neyin beklediğini bilmeme rağmen..
Kar.. beklenen.. son 30 yilin en soguk havasi..
Gelmis..

Kapının dışında bir basamak olmali..
Yok olmuş..
Her yıl farklı bir duygu durum oluyor ..
Kar ile aramda.. 
Değişmeyen tek şey.. elhan-ı şita şiiriydi.. 
Bu yıl içimde sis şiiri ile yaşıyorum..
Kar bile değiştiremedi..

Hastane ile bir telefon trafiği..
Sonunda gidemeyeceğim ve onların da beni aldıramayacağı anlaşıldı..
Evdeyim..

Evde ekmek kalmamış..
Neyse ki un var..
Ekmek makinesini çalıştırdım..Her gün işimi geri istiyorum diye direnen 13 den fazla olduğunu bildiğim.. ama son olarak kaç olduğunu bilemediğim defa göz altına alinan barış istemekten suçlu akademisyen nuriye gülmen ve bir çok hoca.. işten atılmış..
Hep riyânın çirkefi; hasedin, kârgüdmenin çirkeflikleri;  
Yalnız işte bu... Ve sanki hep bunlarla yükselinecek

Çekirdek uyanınca kokusuna sevinsin dedim..
Filtre kahve yaptım..
Atilla taş kart yazmış..
Biz siz dışardakiler için endişeleniyoruz diye..
İnsanların kimlikleri kriz zamanlarinda ortaya çıkıyor.. geçmişin yeteneksiz şarkıcısı..
Nasıl farklı bir yönünü çıkardı ortaya..
Milyonla barındırdığın insan kılıklarından  
Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar? "
Kahve koydum kendime.. süt kalmamış.. fındık sütü kattım..
Sağlık bakanlığı kronik hastalıklar ve iyileşmeyen hastaların paralarını..
Artık ödemeyecekmiş..
Zerrelerinde hep riyakârlığın pislikleri dalgalanır,  
İçerinde temiz bir zerre aslâ bulamazsın

Siyah ve kırmızı fasulye ıslattım..
Acılı fasulye yemeği yapacağım..
Geceden ıslatın diyorlar da..
Ben şimdi ıslatıp akşam pisirsem ne olur ki..
Bize hep gece..fasulyeye farkeder mi..
Ey mîdelerin zorlaması zehirinden ötürü her aşâlığı yiyip yutan köhne ağızlar

Ekmek içi ıslattım biraz açıkta kalıp bayatlamış badem çektim.. 
Kuşlara koyacağım..
Kapının dışına kedilere mama koydum..
Ey tabi’atin gürlükleri ve nimetleriyle dolu bir hayata sâhip iken, aç, işsiz ve verimsiz kalıp her nâmeti, bütün gürlükleri, hep kurtuluş sebeplerini gökten dilenen tevekkül zilleti ki.. sahtadir

Kadiköy'de kartopu oynarken öldürülen nuh köklü'yü animsadım..
Ey bir adamı korumak ve hürriyete kavuşturmak için
yalnız teneffüs hakkı veren kanun masalı

Bu karda bile.. galatasaray'a giden ve..
Çocuklarını soran cumartesi annelerinden..
22 yıl önce kaybettiği oğlunu arayan ve....
Basın bildirisini okuyan anne gözaltına alınmış..
Ey silahlı korku ki, öksüz ve dulların ağzındaki her tâlih şikayeti yapageldiğin yıkımlardan ötürüdür

Dün suruçta patlayan bomba ile katledilen polen'in ve berkin'in dogum gunleriymiş..
Ey hicran üzgünü ana, ey küskün karı-koca; ey kimsesiz; âvâre çocuklar... 
Hele sizler, hele sizler... 

Kamuya ait bazı taşınmazlar ensârvakfına devredilmiş..
Ey ancak masalların tanıdığı bir hâtıra: Nâmus;  
ey adamı ikbâl kıblesine götüren yol: Ayak öpme yolu. 

Dün akşam bazı oy yolsuzlukları yüzünden..
Meclis tatil edilmis.. öyle yazdı bir milletvekili..
Twitter'dan..
Ey bir adamı korumak ve hürriyete kavuşturmak için yalnız teneffüs hakkı veren kanun masalı

Katledilen gazeteci Metin Göktepe'nin ölüm yıldönümüymüş..
Anması varmış..
Ey tutulmıyan vaitler, ey sonsuz muhakkak yalan, ey mahkemelerden biteviye kovulan “hak”!

Savcı ve hakimlerin 70 puanlik baraji kaldirilmis..
Ey basık tavanlı medreseler, mahkemecikler;  
ey servilerin kara gölgelerinde birer yer edinen nice bin sabırlı dilenci gürûhu; 

Işıdterörörgütünün ülkemizdeki başkanı olduğu söylenen kişi ..
Ve diğerleri serbest bırakılmış..
Ahmet Şık için beş yıl ceza istenmiş..
Ey kılıç ve kalem, ey iki siyasî mahkûm; ey fazilet ve nezâketin payı, 
ey çoktan unutulan bu çehre
Camdan bakıyor ve hala aralıksız yağdığını görüyorum..
Örtün, evet, ey felâket sahnesi... Örtün artık ey şehir;  
Örtün, ve sonsuz uyu, ey dünyanın koca kahpesi
beni sorarsanız..
Instagrama bakıyor ve evle elisiyle keyifle kahveyle ciceklerle kediyle..uğraşma hevesine düsüyor..
Twittera bakıp bu yazıyı döşeniyorum..
Gülten Akin'dan gelsin cevap.. 
"Kış işte"

Pese... tevfik fikret.. sis şiiri.. türkçeleştirilmiş halidir alıntıladıklarım..


4 Ocak 2017 Çarşamba

Takvim.. yazı..maya..iyileşme ve diğer şeyler hakkında.....

Muhtemelen kadinin adetini isaretledigi sopa..
Ya da ayin büyüklük değişimlerini..
Kayıt tutan kadın olduğuna göre muhtemelen ilk takvim..
Dogumları.. mevsimleri..
Dogurganlik ve bereketi kutlamak için kullanılan takvim..
Zamanla vergilerin.. tarımın..
Savaşların kaydını tutmak icin kullanılan hatta her iş için ayrı takcim yapımına gidilen..
Sonuçta din adamları eliyle sıfırlanan.. sonra imparatorların bencilliğiyle..
Bazı ayların günleri yağmalanıp diğerlerine eklenen takvim..
Bir yılı daha devirdi.. 

Esas takvimleri gündemler belirler oysa..
Fransız devrimi basladığında öyle olmuştu..
Ay degişmemiş uzamıştı..
Benzeri France Debout hareketiyle de uygulandı..
Mart100 mart101 sürüp gidiyor..

Bize de öyle gerekiyor..
Bir devir takvimi..
Her güne bir acı bir kayıp bir anma eklediğimiz giderek kalabalıklaşan anmalar silsilesi yerine..
Dümdüz devam etsin..
Siz deyin mayıs 22013ü sürdürelim..
Ben diyeyim haziran 2016yı..

Kişisel tarih ve kararlarımızın hiç anlam ve önemi yok nasılsa..
-oglan yine yanlış yere park etmiş ceza geldi..
-aman milletin oglu taksiyle geçerken bombalı saldırıda canını kaybetmiş aynı gün..

Böyle iç ve dış diyaloglarla akıyor hayat..
Misal ben kitap tutucu aldim kendime..
Çok kitap var yazıyor üzerinde..
Ben okuyorum..
Çok acı var..

Ben artık sürdüremiyorum dedi bir dostum..
Ona bazı ipuçlari verdim..
Bari size de vereyim..
Gülümseyemiyoruz.. beynimizi kandıralım.. 
Dişlerimizin arasına bir kalem sıkıştırıp dolaşırsak..
Sol frontal salağı..
Aa ben mutluyum demek diyor .. salıyor endorfini..
Göğsümüze vuralım..
Timus uyarılıyor..
İyi bisey oluyor sanıyor..
Sevdiğimiz seyler yapalım.. üretelim.. dayanışalım..
Hepsi endorfin..
Sarılalım.. ama en az 30 saniye..
Oksitosin o zaman salınıyor..
Spor.. endorfin salınımını arttırıyor..

Estetik sanatsal şeyler izleyelim dinleyelim..
Kedi alalım .. mırıltısı iyileştirici etki yapıyor..
Imkanı olan sevişsin bol bol..

Pişirin ve paylaşın..
Yenilikler ekleyin hayatınıza..

Masaj.. su ile temas.. hepsi endorfin..

İyi olun çünkü iyi insanlara ihtiyaç var..

Beni sorarsanız..
Ben haziran binbilmemkikaç günündeyim..
Hesapladim aslinda haziran 576 bugun ..
Epigramlarımı ve Kitabın başını.. giriş ya da önsöz... 
yazdım da..
Hala o otobüs sahnesinde tutuklu kaldım..
Vegan vejetaryen beslenmeye gectim..
Yeni yemekler üretiyorum..
Annenizin vegan mutfağı tadında deneyimler içindeyim..
Her şeyin kökenine dönesim var..
Ana mayalara.. hatta yapağı eğirmelere..
Sarı gri röflelerime yakışır mı ki..


Şu daimi bulantı geçse... rahatlayacağım..
Bir de şu otobüs yoluna devam etse.....
Follow my blog with Bloglovin